Seçim sonucunu duygularımız mı belirleyecek

Şunun şurasında iki hafta kaldı, seçim öncesi hepimiz yoğun bir siyasi propaganda sağanağı altındayız.Siyasi partilerin ciddi para harcayarak her kanaldan gözümüzün içine sokmaya çalıştığı mesajlar bir yandan aklımıza, bir yandan duygularımıza hitab ediyor.Çünkü insan davranışlarına aynı anda hem duyguları yön verir hem aklı.Siyasal iletişimciler, seçmenin oy verme davranışıyla tüketicinin satın alma davranışı arasında kaçınılmaz bir paralellik kurar. Bu paralellik elbette bir yere kadardır; çünkü markette aynı ürünün A markalısını değil B markalısını almaya karar verdiğimizde daha faydacı hareket edebiliriz ama parti tercihinde doğduğumuz günden beri edindiğimiz kültür ve kimlik de önemli rol oynar, bazılarımızın eli kendisine kişisel olarak çok büyük faydası olacağını bilse bile A yerine B partisine oy vermeye gitmez.Ama bu seçmene doğrudan fayda sağlamanın veya seçmenin rasyonel aklına hitab etmenin hiç anlamı olmadığı anlamına gelmez. Çünkü bazılarımız da doğrudan o faydayı tercih ederiz, siyasi partileri veya adayları kendimize en faydalı durumu yaratacak olana göre tercih ederiz.O yüzden, işte bu seçimde de görüyorsunuz, siyasi partiler ve adaylar aynı anda hem aklımıza hem de duygularımıza hitab eden kampanyalar yürütüyor.Kimin hangi duyguya hitab ettiği de artık son derece net:Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı, dindarlığa, muhafazakarlığa, geleneksel değerlere, ülkenin güçlenmesine ve en büyük korkularımızdan biri olan ülkenin ayrılıkçı Kürtler tarafından bölünmesi tehlikesine vurgu yapıyor.Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı ise ümitli bir geleceğe, aydınlık yarınlara, baskı ortamının bitmesine, özgürlüklere, güler yüzlere, birlikte zenginleşmeye vermiş durumda ağırlığını.Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı rasyonel karar veren tarafımıza hitab ederken bugüne kadar elde edilmiş başarıları, ülkeye kazandırılan eserleri, otoyolları, havaalanlarını, savunma sanayiinde başarılanları, aslında duygularımızla da birleşecek şekilde anlatıyor. Halkın doğrudan cebine para koymak anlamına gelecek pek çok hamleyi de ardı ardına sıralıyor.Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı'nın aklımıza hitab etmeye çalışırken yaptığı ise bir yandan Tayyip Erdoğan iktidarının özellikle ekonomi alanındaki başarısızlıklarını sıralamak, ekonomiyi güven veren bir isme teslim edeceklerini söylemek, bir dizi yaratıcı proje ile bilimin, teknolojinin ve bunlara dayalı ekonomik gelişmenin önünü açacağını anlatmak. Kılıçdaroğlu ve ekibinin insanların rasyonel tarafına hitab ederken yaptığı seçimler, aynen Tayyip Erdoğan'ın yaptığı gibi seçmende duygu uyandırma çabasıyla tutarlı