Kemal Kılıçdaroğlu ile telefonda konuşmuşluğum, çeşitli vesilelerle bir yerde karşılaştığımda el sıkışıp selamlaşmışlığım vardı ama kendisiyle gözünün içine bakarak sohbet etme imkanını ilk kez Mayıs 2023 seçiminden önce Karar gazetesinde bir kahvaltı sırasında elde ettim.
Epey uzun süren sohbetli kahvaltının ardından bir yakın arkadaşım 'Nasıl biri' diye sorduğunda şu cevabı vermiştim:
'İyi bir insan olduğu belli, apartmanda komşunuz olsa onunla dostluk etmekten zevk alırsınız, güvenilir, babacan Ama ülke yönetmek için, kitlelere liderlik etmek için gereken özelliklere sahip mi bunu bilemedim.'
Arkadaşım çok acımasızdı, 'Bana iyi kalpli insan değil lider lazım' demişti. Ama hepimiz gibi o kadar çaresizdi ki 'Bundan bir cacık olmaz' dediği Kılıçdaroğlu'na gidip mecburen oy vermişti.
Seçimin sonucunu hepimiz biliyoruz; yeterince insanı ülkeyi yönetebileceğine ikna edemedi Kılıçdaroğlu ve seçime ümitle giren milyonlarca insanı büyük bir hayal kırıklığına uğrattı.
Seçimin ertesinde o hayal kırıklığı daha da büyüdü; çünkü Kılıçdaroğlu kendisiyle ilgili basit gerçeği kabullenmedi, istifaya yanaşmadı, ama neyse ki gönlünden koptu partisini kurultaya götürmek zorunda kaldı. Bense 'İyi bir insan' derken ne kadar yanıldığımı gördüm.
Kurultayda aday da oldu Kılıçdaroğlu, kimseye ilan etmediği bir sakınca görüyordu başını Ekrem İmamoğlu'nun çektiği parti içi muhalefette, 'Partimi güvenli limana götürüp bırakacağım' diyordu.
O kurultayı kaybettiğinde herkes artık emekli olur, bir köşeye çekilir sanıyordu ama Kılıçdaroğlu belli ki misyonunu tamamladığını düşünmüyordu, gitti kendine bir büro açtı, CHP'de bir hizibin başı oldu.
Ne hizbi bu İdeolojik bir ayrılıktan söz etmiyoruz hizipleşmede, CHP'de bütün kaybedenler kendilerini bir arada, Kılıçdaroğlu'nun yanında buldular.
O hizip, Kemal Kılıçdaroğlu bugün ne kadar inkar ediyor olursa olsun biliyoruz ki CHP'nin kurultayını mahkemeye verdi. Bir parti kongresinin mahkemeye verildiğini ben hiç hatırlamıyorum, onu da bugün CHP'nin 'kaybedenler hizbi' sayesinde görmüş olduk.
Şimdi o dava, içinde tek bir delil olmamasına, 'Dedim'-'Dedi' şeklinde ifadelerle dolu bir iddianame olmasına rağmen 30 Haziranda büyük olasılıkla karara bağlanacak.
Neredeyse bütün kamuoyu 30 Haziranda mahkemeden 2023 Kasımındaki kurultayı 'yok hükmünde' sayan bir karar çıkacağından emin. Oysa tam tersine mahkemeden 'Bu davanın içi boş, şikayetler yersiz' kararı çıkması gerekir normal bir ülkede, normal bir mahkemede.
Mahkemeden 2023 Kasımındaki kurultayı 'yok hükmünde' bulan bir karar çıkmasına neredeyse mutlak gözüyle bakanların başında, o kurultayın kaybeden izmi, CHP'nin 'kaybedenler hizbi'nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu geliyor. Kendi kaybettiği kurultay için 'Temizdir, şaibesizdir' demediği gibi bütün ümidini de mahkeme kararıyla partiye yeniden genel başkan olmaya bağlamış gözüküyor.