Para insanı nasıl bozar

Karşınızda bir banka müdiresi var ve size bir yatırım olanağından söz ederken, '5 koyup 10 almak' diye bir cümle kuruyor. Hem de 30-40 gün içinde!

Ne düşünürsünüz

Eskiden olsa, 'On kişiden dokuzu güler geçer' derdim. Artık o kadar kolay söyleyemiyorum bu cümleyi.
İnsanı rasyonel bir varlık olarak tanımlıyoruz ama galiba her zaman o kadar rasyonel değiliz; inanmak istediğimiz şeylere inanıyoruz, eskilerin tabiriyle 'hüsnü kuruntu' ile hareket ediyoruz; güzel dileklerimizi gerçek sanıyoruz.

Meşhur 'Nijeryalı prens dolandırıcılığı'nı hatırlayın.

Bir gün size bir mektup geliyor. Adam Nijeryada prens ve 100 milyonlarca doları var ama bu paralarını alabilmesi için avukat tutup dava açması lazım. Sizden avukat tutmasına yardımcı olmak için para göndermenizi istiyor. Gönderdiğiniz parayı kat be kat olarak geri alacaksınız dava bittiğinde.

'Kim bu tuzağa düşer de para gönderir' demeyin, bu tuzak onyıllardır devam ediyor ve her yıl düzenli olarak binlerce kişi tuzağa düşüp para gönderiyor. Bir tanesiyle ben de tanıştım; üniversite mezunu, gayet düzgün işi olan bir genç insandı, mektuba kanıp para göndermişti.

Ben de bir sefer bile bile dolandırıldım. Instagram'da bir reklam gördüm, sadece 60 dolara bir elektrikli bisiklet satılıyordu. Elektrikli bisiklet fiyatlarını biliyordum, 60 dolara elektriksizi bile alınamazdı bisikletin ama yine de 'Dur bakalım ne olacak' diyerek parayı gönderdim.

Dolandırıcılığın çok çeşidi var, dolandırılmanın da çok sayıda yolu. Ama bu yollar içinde en ilginçlerinden biri, Amerikalıların 'Ponzi Dolandırıcılığı' adını verdiği, Türkçede çok daha güzel biçimde 'Saadet Zinciri' olarak adlandırılan dolandırıcılık.

Ortaya hayali veya gerçek bir finansal enstrüman koyuyorsunuz ve insanlara olağanüstü faiz kazançları vaat ediyorsunuz. Sonra da sisteme katılanların parasını birbirlerine kazanç diye dağıtarak sisteminizi sürdürebildiğiniz kadar sürdürüyorsunuz.

Seçil Erzan'ın yaptığı da bu. Yalandan bir finansal enstrüman uydurmuş, bizzat bankanın genel müdürü tarafından yönetilen 'gizli' bir fon olduğunu, bu fonun da 30-45 gün gibi çok kısa vadelerde bile dolar bazında yıllık yüzde 540'a kadar varan oranlarda net kâr getirdiğini söylemiş.

Bu tuzağa sadece paradan puldan çok anlamayan, yaygın deyişle 'Finansal okur yazarlığı düşük' futbolcular düşmemiş. Bir de finansal okur yazarlığı çok yüksek olması beklenen iş insanları ve en fenası sadece finansal okur yazar olarak değil doğrudan para piyasasında işlerin nasıl döndüğünü en iyi bilmesi gereken bir kuyumcu da düşmüş.

Para dendiğinde insan karakterinin nasıl alt üst olabildiğinin çarpıcı bir örneği, Seçil Erzan isimli kadının yargılandığı dava.

İki örnek

Birincisini Seçil Erzan kendi ifadesinde anlatıyor:

'Melis Öztürk Şenel isimli şahıs, bir yakınımın arkadaşıdır. 2022 yılında bir gün o kadar çok paraya sıkışmıştım ki kendisinden elden 80.000 dolar nakit para aldım. Ertesi gün benden 160.000 dolar olarak geri aldı. Aslında ilişkimiz burada bitmişti fakat sonrasında ben yine sıkıştığım için yaklaşık bir ay sonra 160.000 doları tekrar teslim aldım fakat bu zamana kadar ödeyemedim.'