Safları belirleme zamanı

Etrafımızda bizi de ilgilendiren önemli gelişmeler oluyor. Trump, Gazzelilerin Mısır ve Ürdün'e sürüleceğini söylüyor. İsrail'in uyguladığı soykırımının bir parçası olmanın ötesine geçerek benzeri ancak asırlar öncesinde görülebilecek bir projeyi devreye sokmaya çalışıyor.

Bir çılgın dünyayı ateşe vermeye hazırlanıyor. DEMP eş başkanı "ya barış ya her yer Gazze olacak" diyerek Türkiyeyi tehdit ediyor. Konuşması gerekenlerde ses yok. Öcalan, meclise davet edilerek örgüt silah bıraksın çağrısı yapsın deniliyor, ne karşılığında olduğunu kimse bilmiyor. Pervin Buldan, "çözüm sürecinde bize verdiğiniz sözleri açıklarım" diyerek verilen sözlerin kabul edilebilir olmadığını, iktidarı millet nezdinde zor durumda bırakacağını ima ediyor. Ekonomi derseniz batık durumda, her baharda düzelecek deniliyor ama kaç bahar geçmesine rağmen en küçük bir düzelme işareti görünmüyor. Enflasyon düştü, düşüyor, düşecek diye millet oyalanıyor. Ekonomik iflasa rağmen ballı ihaleler devam ediyor. İhale alan firma diyelim ki bir hafta içinde elini soğuk suya sokmadan birkaç milyon dolar alıp ihaleyi devrediyor. Ondan alan taşeron birkaç milyon kar da kendisi alıp başka bir alt taşerona devrediyor. Bu, ihalelerin ne kadar şişirildiğini, devlet ve milletin nasıl soyulduğunu gösteriyor.

İşte bu ahval ve şerait içinde milliyetçilere toplanmak, güç birliği etmek düşerken herkes birbiri ile didişiyor. Akşener üzerinden bölücülüğe karşı milli bir barikat kurmaya çalışan İYİ parti vuruluyor. Bilerek veya bilmeyerek ülkeyi felakete sürükleyenlerin ekmeğine yağ sürülüyor. Kişisel beklentiler milli çıkarların önüne alınıyor. Sn Akşener'e vurmak bu problemleri çözecekse toplanın hep beraber vuralım. Ama böyle bir çözüm yok, kaldı ki bunun bir proje olduğu açık, İYİ parti ile ilgili güvensizlik yaratıp CHP'ye giden İYİ parti oylarının dönüşü engellenmeye çalışılıyor.Yarın bir ittifak olursa İYİ partinin çıtayı düşük tutmasının zemini yaratılıyor.