Osmanlı'yı yıkan sebeplerden biri eyaletleşme sistemiydi
Türkiye gerçek bir beka sorunu ile karşı karşıya…
Erdoğan ajandasını gerçekleştirmek için " terör tehdidini" kullanıyor.
Daha önce de anti demokratik yasalar çıkarmak için " FETÖ" tehdini kullandı. Toplumu güvenlikle özgürlük ikilemi arasında bırakarak istediği yasaları çıkardı, çıkarmaya devam ediyor.
Bugün artık bir hukuk devletinden söz etmek mümkün değil.
Erdoğan, keyfi ne istiyorsa onu yapıyor, onun istek ve talepleri her türlü yasanın üzerinde kabul görüyor.
Bu tavır tabana da yansıyor, sosyal medyada iktidarı eleştirenlere tehditler hakaretler yöneltiliyor. Bazıları o kadar pervasızlaştı ki devlet yokmuş gibi hareket ediyorlar. Düne kadar eski İçişleri bakanı Soylu" terörü bitirdi, birkaç kişi kaldı, ayakkabı numaralarını bile biliyoruz" gibi laflar ediyordu. İzaha gerek yok ki, yalan söylüyordu. Soylu siyasetini Erdoğan'a yaltakcılık ve büyük büyük laf etme üzerine kurmuştu. Sonunda AKP onu kusarak kenara itti. Şimdi kendisini bırakmasınlar diye çırpınıp duruyor.
Eğer örgüt bittiyse, o zaman oturup pazarlık yapmak, binlerce şehidin kanı üzerinden siyaset yapmak niye
Kimse terör bitmesin demiyor, terör bitsin ama bedeli ülkeyi daha büyük felakete sürüklemek olmasın diyor.
Ne demek Kürt, Türk, Arap ittifakı Böyle bir siyaset olur mu Bu ABD büyükelçisi Barrack'ın söylediklerinin fiiliyata geçirilmesidir. Barrack, " bırakın milli devleti, Osmanlı gibi eyaletlere, milletlere cemaatlere bölünün" diyor. Şimdi aynısını Erdoğan da diyor. Oysa Osmanlı'yı bölen bu parçalı yapıydı. Osmanlı bundan kurtulmak için 1848'de " Vilayetler Kanunnamesini" çıkardı. Eyaletleşmeden tek parçalı bütünleşik bir yapıya geçti. Yani aslında ulus devletin ilk adımlarını Osmanlı attı. Çağın milletler/ milliyetler çağı olduğunu gördü, ona göre düzenlemelere gitti. Bu nedenle Osmanlı'da millet ve eyalet sistemi vardı lafının artık bir inandırıcılığı yok, Osmanlı ve Ümmet boyası ile toplumu kandırmaya çalışıyorlar. Biz İslam ümmetinden ama Türk milletindeniz. Ümmet ile millet birbirinin karşıtı değil. Ümmet ancak başka bir din topluluğunun karşıtı olabilir. Dini ve milli kavramları kullanarak toplum parçalanmaya ikna edilmeye çalışılıyor. Arap dünyasında kimse gelin bir federasyon kuralım demiyor, kimsenin öyle bir beklentisi de yok. Böyle bir şeyin gerçekleşmesi de mümkün değil. Amaç birleştirmek değil, bölmek, bu coğrafyada milli bir kimlik bırakmamak. "Terörsüz Türkiye" lafı bir hikaye. Muhalefetsiz ve ulussuz bir Türkiye inşa etmeye çalışıyorlar. PKK ile buluşma noktası burası… bu oyun bozulmadığı takdirde kendi felaketimizi kendi elimizle hazırlamış olacağız.
DESTİCİ NEREYE KOŞACAK
Destici, süreci eleştiren bir iki söz söyledi, umutlandım. Ama hiç bir zaman sözünde sabit kadem olur düşüncesine kapılmadım.
BBP artık rahmetli Yazıcıoğlu'nun partisi değil, Destici'nin ticarethanesi. Oraya hala rahmetli başkandan dolayı muhabbet duyan varsa bu gerçeği görmeli.
Yazıcıoğu, hayattayken AKP için onlarca defa işbirlikçi ifadesini kullandı, ABD'nin kucağına oturduklarını söyledi. Ki o zaman AKP bu kadar yanlışa karışmamıştı. Çözüm süreci yoktu, Oslo ifşa olmamıştı, Habur rezaleti yaşanmamıştı.