AKP İktidarı ile birlikte, yolsuzluk siyasetin rutini haline geldi.
Ekonomik çöküşün bir sebebi de bu. Kamu kaynaklarının büyük kısmı yolsuzluğa gidiyor. Daha AKP iktidarının ilk on yılında yabancı gazeteler, on yıl içinde 200 milyar doların rüşvete gittiğini yazıyorlardı. Kimse üzerine alınmadı. Başka bir ülkede olsa kıyamet kopardı, bizde çalıyorlar ama çalışıyorlar denilerek meşrulaştırıldı. Buna bir de Hayrettin Karaman' yolsuzluk hırsızlık değildir'fetvası uydurunca rüşvet, irtikap ve her türlü hukuksuzluğun önü alınamaz hale geldi.
Ekonominin düzelmesi için önce bu yolsuzluk çarkının durdurulması, bu furyaya karışanların hukuk karşısında hesap vermesi gerekir. Enflasyonun düşmesi ile hiçbir şey bitmiyor çünkü. Önce bu kara deliklerin kapatılması lazım. Aksi takdirde elekte su tutmaya çalışırsınız, bütün emekler, tedbirler boşa gider. Bunun olması da ancak bağımsız bir yargı ile mümkün. Yargının başının bağlı olduğu yerde adalet gerçekleşmez, bazılarının yaptığı yanına kar kalır. İktidar böyle bir yargı ister mi İstemez. Çünkü adil bir yargıyı ancak yanlış işlere bulaşmamış olanlar ister. Kamu ihale kanunu iki yüz küsür defa niye değiştirildi sanırsınız. Kamu kaynaklarını sömürmek için, ihaleleri yandaşa vermek için. Beş liralık işi on beş liraya yaptırıp aradaki on liralık farkı cebe indirmek için. Bunları değiştirmeden hiç bir şey değişmez, boşa kürek çekilmiş olur. İktidar durmadan vergi koyacağına önce bu delikleri tıkaması gerekir. Vatandaştan alıp birilerinin cebine koyarak ekonomi düzelmez. Ülke bu zihniyetle düzlüğe çıkmaz.
Vatandaşın da artık olanları görmesi lazım, yıllardır din- iman diye aldatılıyor, elinde avucunda olan alınıyor, hala aynı türküyü söylüyor, bir türlü uyanmıyor.
Ülke kaynaklarına ganinet malı olarak bakanlar o ülkeyi düzlüğe çıkaramazlar. Bu kafayla devam edilirse bugünleri bile ararız.