Mümtazer Türköne, son makalesinde İYİ Parti ile TKP'yi aynı çizgide buluşmakla itham ediyor. Bu tespitini, TKP'nin yayınladığı ve İYİ Parti'nin görüşleriyle örtüşen bir bildiriye dayandırıyor. TKP, söz konusu bildiride "bu barış planı Türkiye'yi uçuruma sürükler" diyerek net bir tavır ortaya koydu.Benim bakışım net: Doğruları kim söylerse söylesin, onlarla aynı çizgiye gelmekten hiçbir vatansever gocunmaz, korkmaz. Fikir, doğruysa sahibinin kim olduğuna bakılmaz. Bu nedenle Türköne'nin satırlarında iltifat mı var, eleştiri mi var tam kestirilemese de, ben yazının ironik bir şekilde İYİ Parti'nin doğru yolda olduğunu işaret ettiğini düşünenlerdenim.Ancak mesele burada bitmiyor. Türköne, aynı makalede DEM ile HÜDAPAR'ı ve MHP'yi de "buluşma" örnekleri üzerinden aynı sepete koyuyor. İşte burada ciddi bir yanlış var. Çünkü DEM ve HÜDAPAR, doğrudan Türkiye'nin üniter yapısına, milli birliğine ve Cumhuriyet değerlerine mesafeli, hatta kimi zaman açıkça karşı politikalar izleyen yapılardır. MHP ise Türk milliyetçiliğinin köklü siyasi temsilcilerinden biridir. Aralarındaki ideolojik zıtlık, dağ ile ovayı kıyaslamak kadar açıktır.Bu tür kıyaslar sadece yanlış değil, tehlikelidir. Çünkü aynı potaya konulan siyasi yapılar, toplumsal hafızada benzerlik algısı yaratır. Bu da "algı mühendisliği"nin en basit ama en etkili yöntemlerinden biridir. Farklı amaçlara, farklı ideolojilere sahip partileri aynı çerçevede göstermek, kamuoyunun zihninde bulanıklık oluşturur. İnsanlar, aradaki gerçek farkları görmez, siyasi pozisyonlar birbirine yakınmış gibi algılanır. Bu, hem demokrasiye hem de siyasi aidiyetlere zarar verir. Hele ki Türkiye gibi kimlikler üzerinden siyasetin yapıldığı bir ülkede, böyle kıyaslar siyasal hafızayı tahrif eden birer manipülasyon aracına dönüşür.Kendisini yıllardır tanıyan, dostluğunu bilen biriyim. Çoğu zaman fikirlerine katılmadım ama vatanseverliğini, millet sevgisini ve bu medeniyete olan inancını iyi bilirim. "Kusursuz dost arayan dostsuz kalır" derler ya… Ben fikir ayrılıklarını zenginlik sayanlardanım. Çocukluğumdan beri rotam Türk milliyetçiliği olmuştur ve bundan daima gurur duydum.Geçmişte FETÖ yapılanmasına karşı durdum, AKP'nin emperyalizme karşı duruyormuş gibi yapıp aslında teslimiyetçi politikalarına da karşı çıktım. Yeri geldi, 50 yıllık emeğimizi verdiğimiz partimiz MHP'den de fikir ayrılıkları sebebiyle ayrıldım.İYİ Parti'nin komisyona üye vermesi meselesine gelince… Bu, hem doğru bir duruş hem de "bu işin ucu nereye varır" sorusunu düşündürten önemli bir adımdır. Türkiye'nin başına ne tür belalar açılabileceğine dair bir pencere açmıştır.Kısacası, Mümtazer Türköne bu defa yanlış düşünüyor. DEM, HÜDAPAR ve MHP'yi aynı potada eritmek ne siyasetin mantığına, ne tarihin hafızasına, ne de milletimizin vicdanına sığar. Ve unutmayalım: Gerçeklerin çarpıtılması, yanlış kıyaslarla yapılan algı mühendisliği, yalnızca bugünün değil, yarının da en büyük tehlikelerinden biridir.
Ya APO'yla, ya milletle…
03-08-2025 
MİLLETİN KADERİ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN İNSAFINA BIRAKILAMAZ!
30-07-2025 
KÜRSÜLERDE KAHROLSUN İSRAİL, YA TULDADA
27-07-2025 
APO Komisyonu
20-07-2025 
Osmanlı'yı yıkan sebeplerden biri eyaletleşme sistemiydi
16-07-2025 
Poşu ve bozkurt
25-02-2024 
Sisi'ye kardeşim diyenleri mi seçeceksiniz, yoksa...
18-02-2024 
Özel-Erdoğan görüşmesi ve çifte standart
05-05-2024 
Çok geç olmadan...
03-03-2024 
AKP'nin DEM'le dansı
24-03-2024 