Hasta mahkumlar ve İnsanlığını kaybetmemek

İnsanlığımızı öldüren hiçbir siyaset meşru değildir.

Siyaset, insana hizmet için yapılır. Ona hizmetin yolu, insan kalmak, halka sevgi ve merhametle bakmaktır.

Ama ideolojik nefret insanı insanlıktan çıkarıp bir kin ve intikam makinesine çevirebiliyor.

Bunu CHP'ye yapılan operasyonlarda, hasta tutuklular aleyhine bazı medya organlarının yaptığı yayınlarda gördük.

Beylikdüzü Belediye başkanı Murat Çalık kanser geçirmiş bir tutuklu. Hastalığının nüksetme ihtimali var, yirmi kilo birden düşmüş. Annesinin hastane önünde boynu bükük duruşunu gördünüz. Bu resimle bile dalga geçen yayınlar yapıldı, anne yüreği üzerinde acımasızca tepinildi. "Murat Çalık turp gibi "diye başlıklar atıldı. Bu nasıl bir kin, nasıl bir nefret, nasıl bir insanlık

Düşene tekme atmak ancak düşük ahlak sahibi olanlara yakışır.

Aynı durum Ayşe Barım için de geçerli. "Yaşamak istiyorum" diye Feryat edip, yardım istiyor.

Gezi Parkı olaylarının üzerinden tam 12 yıl geçti. 2013 yılında meydana gelmiş bir olaydan yıllar sonra " seni unutmuşuz, sende suçlusun" diye gözaltı yapmak hangi kanuna, hangi ahlaka hangi vicdana sığar İnsanlar suçlu da olabilir, bu onların her muameleye müstehak oldukları anlamına gelmez.

Merhametsizlik, acımasızlık dönüp dolaşıp bunu politika haline getirenleri vurur. Kanunun verdiği ceza unutulur, kanun dışı ceza ve uygulamalar unutulmaz. Bunu biz de yaşadık, unutamadıklarımızın tamamı uğradığımız yasa dışı işkence ve muameleler oldu.