APO Komisyonu

Çok kritik bir süreçten geçiyoruz. Bu "Terörsüz Türkiye" değil; PKK'nın istek ve taleplerine göre Türkiye'yi yeniden şekillendirme.

Apo ne diyorsa, tek tek onlar yapılıyor. Ama bebek katilinin talepleri onun ağzından değil Cumhur İttifakı'nın bileşenleri üzerinden seslendiriliyor.

Bunun nedeni siyasal geleneklerimizle ilgili.

Türk toplumu, fikirlerin peşinden çok liderlerin peşinden gidiyor. Bir kişiye bir defa inandı mı,onu bir daha muhasebe etmiyor, yanlışını görmüyor.

Bu da lideri, doğru çizgiden sapanı, onunla birlikte peşinden gidenleri de felakete götürür.

Öcalan "komisyon kurulsun" dedi şimdi komisyon kuruluyor, bu çağrıyı önce Bahçeli'ye yaptırmışlardı. Besse Hozat, silah bırakma tiyatrosundan sonra "hukuki, yasal düzenlemeler" yapılmalı demişti. Komisyon şimdi Besse Hozat'in üstenci bir üslupla söylediği yasal düzenlemeleri yapmak için toplanıyor. Oysa bize ne demişlerdi; "silah bırakma şartsız olacak" şartsızsa bu komisyon niçin toplanıyor, niçin mecliste grubu bulunan partilerin hepsinden üye vermesi isteniyor Dün yalan söylüyorlardı, bugün de yalan söylüyorlar. Devlet PKK ve Erdoğan'ın isteklerine göre yeniden şekillendiriliyor, Apo İmralı görüşmelerinde "devlet kuruyorum" diye caka satıyordu. Galiba ona PKK'nın kurucusu olmaktan ziyade yeni rejimin kurucusu olacağı için kurucu önder diyorlar.

Bugün baktığımızda bunun hiç de yalan olmadığı Apo'yu merkez alan yeni bir düzene doğru gittiğimizi gösteriyor.

Bu felaket yolculuğunda MHP ve BBP'ye ise milliyetçi refleksleri köreltmek, sürecin içinde bulunarak gidişatı meşrulaştırmak düşüyor.

Hala sürecin şartsız ilerlediğine bizi inandırmak tepkileri tavsatmak isteyen bir yazar çizer esnafı var. Başka ülkelerde de bu tür süreçler yaşandı. Onlardaki uygulamalar yaşadıklarımızı anlamak için bir klavuz işlevi görüyor.

Filipin hükümeti ile (MILF) Moro İslami Kurtuluş Cephesi uzun yıllar görüştüler. Üstelik bu görüşmelerde ABD, Türkiye ve Malezya gibi ülkeler arabuluculuk yaptılar. Silah bırakma karşılıklı adım atmaya bağlandı. Önce 180 kişilik bir grup sembolik olarak silah bıraktı. Sonrası ise bölgeye kısmi özerklik veren Bangsamaro Temel Yasası kongreden geçip, referandumda kabul edildikten sonra yüzde 30'unun, Bangsamoro polisi bölgeselleştirildiğinde yüzde 35'inin, hükümet tüm taahhütlerini yerine getirdiğinde ise kalan yüzde 35'inin silah bırakması kararlaştırılmıştı. Yani silah bırakma safhalaştırılarak hükümetin atacağı adımlara bağlanmıştı. Hükümet adım attıkça silah bırakma safha safha gerçekleştirilecekti. İktidar sözlerini yerine getirmezse Örgüt de silah bırakmayacaktı.