Organize Şubede organize işler

Ayhan Bora Kaplan soruşturmasındaki gizli tanık skandalındansonra Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Organize Suçlarla Şube Müdürü Kerem Gökay Öner, Müdür Yardımcısı Şevket Demircan ve Komiser Ufuk Gültekin, 9 Mayıs'ta açığa alındı.

Öner, 15 Mayıs'ta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek, ifade vermek istedi.

Öner'in ifadesi Jandarma Terörle Mücadele Dairesi'nde alındı.

Gerekçe olarak "Soruşturmanın niteliği, gözaltı işlemleri, soruşturmanın hızlı ve etkili yürütülmesi" gösterildi.

Oysa gerçekte Savcılık Emniyet'e, MİT de Savcılığa güvenmediği için bu yol tercih edildi!

Öner'in 15 sayfalık ifadesine göre...

Çelik ve Demircan ile birlikte 23 Ağustos 2023'te göreve atanmıştı.

Bir hafta sonra Ayhan Bora Kaplan soruşturması başlatıldı.

Öner, ifadesinde şu bilgileri veriyor:

"İstihbarat Şube Müdürü Gökhan Yücel şubeye gelerek, Kaplan'ın akşam Almanya'ya gideceğini, biletinin tek yönlü olduğunu, yurt dışına kaçma ihtimali bulunduğunu, yakalanmasının uygun olacağını belirtti. Çelik, Ankara Başsavcılığı ile ilgili yazışmaların hazırlanması talimatı verdi."

Savcı, "Gelin, yüz yüze anlatın" dedi.

Savcılıkta Kaplan'a dair soruşturma ve ihbar var mıydı

Öner, "Savcılıkta açık dosyası yoktu" dedi

Öner'in ifadesinden:

"Yücel konuyu bize aksettirdiğinde Çelik, 'Ayhan Bora Kaplan suç örgütüdür. Türkiye genelinde karıştığı birçok suç var' dedi. Yücel, acele etmemiz gerektiğini vurgulayarak, 'Uçuş saatine yetişmemiz lazım' dedi."

SAVCILIKTA TOPLANTI

Çelik, Öner ve Yücel, başsavcılığa gitti.

Başsavcı Ahmet Akça, Başsavcı Vekili Ahmet Yıkılmaz ve savcı Mustafa Kaya ile dosya hakkında fikir alış verişi yaptılar.

Belgeler sunuldu.

Öner, ifadesinde şunları anlatıyor:

"Başsavcı vekili yurt dışına kaçma eyleminin delil olmayacağını beyan etti. Çelik, şüphelilerin daha önce olaylara karıştığını, müşteki olabilecek bir şahsı tanıdığını, bu şahsa örgüt üyelerince işkence yapıldığını söyledi. Gözaltı süresinde delillerin sağlıklı toplanabileceğini söyledi."

Öyle anlaşılıyor ki...

O aşamada Emniyet'in elinde Kaplan'ın kaçacağı istihbaratından başka bulgu yoktu. Başsavcı vekili soruşturma için bu bulgunun yeterli olmayacağını söyledi.

Yücel söz aldı.

"Örgütün yargı ayağı var" dedi.

Avukat Cengiz Haliç ve Fatih Atalay'ın örgütün avukatlığını yaptığını, yargıda dosyaları takip ettiğini kaydetti.

Çelik, Kaplan'ın yurt dışına çıkması halinde "Bu şahsı kaçırdılar" denileceğini söyledi.

Başsavcı da operasyon izni verdi.

ÖNCEDEN HAZIRLIK YAPILMIŞ

Çelik, dosyanın önceden hazırlandığını ortaya koyacak şekilde, adını vermeden Erkan Doğan'dan söz etti. Sonra da Doğan'ın şikayetçi olabileceğini söyledi.

Besbelli Doğan ile çok önceden ilişki kurulmuştu.

Nitekim, Kaplan gözaltındayken Doğan'ın tekrar ifadesi alındı.

Geçmişte takipsizlik kararı verilen Doğan'a yönelik işkence dosyası yeniden açıldı.

Bu, Ayhan Bora Kaplan soruşturmasının birinci ayağıydı.

İkinci ayağında Mahfuz Tatar cinayeti...

Üçüncü ayağında ise kara para aklama iddiası vardı.

'Beni operasyona dahil etmediler'

Murat Çelik, operasyon izni aldıktan sonra adliyeden çıkarken, Öner'e "Savcının kararlarını almak için bekle" dedi.

Öner, ifadesinde şöyle diyor:

"Çelik, Emniyet'e gidip operasyon için organizasyonu kuracağını söyledi. Gelmemi istemedi. Özellikle adliyede beklememi, operasyona dahil olmamamı istedi. Bir saat sonra bir komiser arayarak, Kaplan'ın yakalandığını söyledi."

MÜDÜRÜN NE İŞİ VAR

Kaplan'ın gözaltına alındığı operasyonu Çelik yönetmişti. Öner'e "Organize'den sorumlu İl Emniyet müdür yardımcısının operasyona katıldığını gördünüz mü" diye soruldu.

Öner, "Bir müdürün operasyona katıldığını görmedim. Kaldı ki emniyet müdür yardımcılarının operasyona katılmaları pek alışık olunan bir durum değil" dedi.

Çelik, Kaplan dışında herhangi bir operasyona katılmış mıydı

Öner, "Hayır, bu soruşturma dışında hiç görmedim" diye ekledi.

Erkan Doğan, Emniyet'te

Öner, bu soruşturmada görev alan emniyet personelini Çelik'in belirlediğini kaydederek, şöyle devam ediyor:

"Gözaltı işlemi devam ederken Çelik'in bahsettiği şikayetçinin Erkan Doğan olduğunu öğrendim. Şahsın ifadesini okudum. Doğan'ı hayatımda bir kere Organize Şube'nin bulunduğu üçüncü katta Çelik'in odasının önünde yanında R.A. ve M.S. isimli polislerle gördüm. Doğan'ı Çelik'le görüştürmek için beklediklerini anladım. R.A., bana şu cümleyi kullandı: 'Müdürüm, adamı ne hale sokmuşlar.'

Öner, U.C. adlı komiserden Savcı Mustafa Kaya'nın talimatıyla işlem yapıldığını öğreniyor. "Bu talimattan neden haberim yok" diye soruyor.

U.C., sessiz kalıyor.

Öner de bu durumu Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Dairesi Organize Suç Örgütleri Şube Müdürü Yener Su'ya aktarıyor.

İfadede "Neden bilgi verdin" diye sorulunca şu yanıtı veriyor: "Çelik müdür görevi olmadığı halde soruşturmalara dahil olup talimat verdiği, bana bilgi vermeyerek, emrim altındaki personele işlem yaptırmasının artması sebebiyle..."

Emniyet'te gizli oda kuruldu müdür kamerayla izletti

Öner, gizli tanık Serdar Sertçelik'le hiç görüşmediğini söylüyor.

Türkiye'ye nasıl geldiğini bilmediğini belirtiyor.

Gizli tanık yapılmasından haberdar edilmediğini savunuyor.

Şöyle devam ediyor:

"Türkiye'ye nasıl getirildiğini bilmiyorum. Yakalandığını Organize'ye getirildiğinde öğrendim. Yakalanmasında görevlendirme benim tarafımdan yapılmadı. Türkiye'ye hangi tarihlerde geleceğine dair bilgim de yoktur."

Öner, Komiser Ufuk Gültekin'in odasına gelip, "Abi Sertçelik beyanda bulunacakmış, savcının aranması gerekiyormuş" dediğini belirtiyor.

Öner:

"Hangi sebeple aranacağını sorduğumda 'Orasını bilmiyorum, Şevket müdür biliyor' dedi. Demircan, odasının karşısında görüşme odası ayarladı. Odada suç örgütü kapsamında alınan şahıslarla mülakat yapıldığını Ufuk komiser söyledi."

YASA DIŞI ODA

Öner, odaya gelen gidenlerin tespiti yapmak için kamerayla kayıt yaptırdığını belirterek, şöyle devam ediyor:

"Gelen gidenlerin tespiti için teknik bilgi işlemde görev yapan polise bilgisayarda kayıt etmeye başlamasını söyledim. Demircan'ın odada soruşturmaya dahil olan kişilerle görüşme yapması kanuna aykırıdır. Bana bilgilendirme yapılmadı."

'BANA BİLGİ VERİLMEDİ'

Soruldu:

"Gizli tanık işlemleriyle ilgili size bilgi verilmedi mi"

Öner'in yanıtı şu şekilde:

"Her aşamada verilmedi. Talimatları Çelik verdi. Tüm dosyayı Demircan üzerinden yürüttü. Rahatsızlıklarımı Çelik'e ilettim. Memurlarla toplantı düzenledim. Benden habersiz işlem yapmayacaklarına dair uyarıda bulundum."

Öner, yardımcısı Demircan'ın Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç tarafından yetkilendirildiğini söylüyor. Bu yüzden Demircan'la alt-üst ilişkisinde sorunlar yaşadığını belirtiyor.

Demircan'ın kendisini bilgi sızdırmakla suçladığı iddia ederek, şöyle diyor:

"Bana 'Hiçbir şey yolunda gitmiyor abi' diye sesini yükseltince 'Bilgi sızdırdığımı mı ima ediyorsun' dedim. Kendisi için 'Engin Dinç müdürün tetikçisisin' şeklinde sözler söyleyip söylemediğimi sordu."

GECE BASKINI

Öner, kendisini dışlayan Çelik ve Demircan'dan şüphelediğini söylüyor.

Emniyet'te bulunmadığı zamanlarda kimlerle görüştüğünü tespit etmek için gece Demircan'ın odasına gittiğini anlatıyor.

Gece odada Müdür Yardımcısı R.A. ve polis T.E. ile görüşürken bulduğunu kaydediyor. Daha sonra T.E.'nin görev yerinin değiştiğini ifade ediyor.

KOM BAŞKANI'NA BİLDİRDİ

Soruldu.

"Görev yeri değişikliği talebinde bulundunuz mu"

Öner:

"İlk önce sorunun kaynağı olarak gördüğüm Çelik ile görüştüm. Olay Dinç'e iletildi. Bu, Kaplan örgütüne yönelik birinci dalgada bilgim dışında görevlendirmelere ilişkin oldu.İzinli olduğum vakitlerde Çelik'in talimatıyla Demircan tarafından Organize'ye personel alındığını fark ettim. Birinin FETÖ'ye iltisaklı olduğunu fark edip gönderdim."

Öner, bir gün Dinç'in makamında Çelik'le tartıştıklarını ifade ederek, şunları söylüyor:

"Dinç, sorunun ne olduğunu sordu. Kaplan tahkikatında bilgim dışında işler yapıldığını ilettim. Çelik'le sözlü tartıştık. Dinç ikimizi de susturdu. Görevi bırakmak istediğimi söyledim. Dinç, sorun istemediğini söyledi. Çelik'e 'Biraz geride kal, müdürümüz işlerini yürütsün' dedi. Ancak düzelme olmamasından dolayı KOM Daire Başkanı Şükrü Yaman ile görüştüm. Sıkıntılarımı anlatırken Dinç'ten telefon geldi. Teknik Büro Amirliği'ne yaptığım görevlendirmede Komiser V.Y.'yi tercih etmememden dolayı sesini yükseltti, telefonu yüzüme kapattı. Başkan beye görev yerimin ivedi değiştirilmesi talebinde bulundum."

MOBBİNG İDDİASI

Öner, Teknik Büro'ya kendisine rağmen atama yapıldığını ve mobbingden ötürü kabul ettiğini savunarak, şöyle diyor: