Mersin saldırısı ve Sinan Ateş suikastı aynı merkezden

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin dava, suikastın üzerinden 15 ay geçmesine rağmen hâlâ açılmadı.

14 Mayıs'taki genel ve 31 Mart'taki yerel seçimin sonuçlanması beklendi. AK Parti'nin MHP'yi öfkelendirmek ve Cumhur İttifakı'nı çatırdatmak istemediği için davanın açılmadığı ileri sürülüyor.

Sinan Ateş'in yakın dostu olan eski Mersin Ülkü Ocağı Başkanı Çağrı Ünel'in yargılandığı dava ise yeniden görülüyor.

Ünel'in mağduru ve sanığı olduğu Mersin olayı, Sinan Ateş ile biten saldırılar zincirinin sondan bir önceki halkasıydı.

Şöyle ki...

Ülkü Ocakları Genel Merkezi tarafından yönlendirilen Orkun Haber adlı internet sitesi 2022 yılında Sinan Ateş'i FETÖ'cülükle suçladı.

O esnada MHP delegesi olan Ünel, Ateş'e yönelik suçlamalara sosyal medyada karşılık verdi.

İddiaya göre...

Adana, Ankara, Osmaniye ve Kadirli ülkü ocaklarından gönderilen grup, Ünel'i cezalandırmak için 15 Mart 2022 günü Mersin'e geldi.

Ünel'e sokakta saldırdılar.

Ünel'in silahından çıkan kurşun Kadirli Ülkü Ocakları Başkanı Hüseyin Coşkun Akgöllü'nün koruması olan Emrullah Kaplan'ın ölümüne yol açtı. Ünel, tutuklandı.

Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesi, cinayet suçundan Ünel'e 10 yıl ceza verdi.

Adana Bölge Adliyesi 4. Ceza Dairesi cezayı az bularak, kararıbozdu.

Dava 5 Nisan'da yeniden başladı.

Ünel'in arkadaşları adliyede, eski MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz aleyhine slogan attı.

Ünel'in saldırıyı organize etmekle suçladığı Adana Ülkü Ocakları Başkanı Cem Tutsoy da duruşmayı izledi.

Çağrı Ünel'in kardeşi Çağatay, mahkemede "Bu çocukları azmettiren ve örgütleyen burada. Onu da yargılayın" dedi.

Çağrı Ünel, 21 sayfalık el yazılı savunma sundu. Bildiklerini ilk kez bu savunmada anlattı.

İşte, Ünel'in anlattıkları:

ADANA ÜLKÜ OCAKLARI ORGANİZE ETTİ:Saldırıyı gerçekleştirenler içerisinde üç Ülkü Ocakları İlçe Başkanı vardır. Diğerleri Ülkü Ocakları'nın yönetimindedir. Geçmişte il başkanlığını yapmış olduğum bu teşkilat astlık - üstlük ilişkisinin olduğu teşkilattır. Böyle bir teşkilatın başkan ve yöneticilerinin TEKEL büfesi işleten, bir sürü suç kaydı olan bir şahıs tarafından sevk ve idare edilmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Eylemi gerçekleştirmek için bir araya gelenlerin Ankara, Adana, Osmaniye ve Kadirli'den ayrı ayrı gelmeleri, Adana Ülkü Ocakları Başkanı Cem Tutsoy tarafından organize edilip yönlendirildiğini ispatlıyor. Telefonu incelendiğinde Tutsoy'a talimatın kimler tarafından verildiği ortaya çıkacaktır.

ANKARA'DAN GELEN İKİ KİŞİ:Bana yapılan saldırı ve Sinan Ateş'e yapılan suikast aynı merkezden, aynı insanlar tarafından organize edildi. Bana yapılan saldırının organizasyon görevinin Tutsoy ve Ankara'dan saldırı için gelen Salih Kaplan ve İlyas Çiftçioğlu'na verildiği ortaya çıkacaktır.

7-8 GÜN ÖNCE:Kaplan ve Çiftçioğlu'nun 7-8 gün önce geldikleri görünüyor. Nerede kaldıkları sorulduğunda "Yüreğir Ülkü Ocakları misafirhanesi" diyorlar. Adana'ya nasıl geldikleri sorulduğunda "Arkadaşımızın aracıyla geldik" diyorlar. Özel olarak Adana'ya bırakılıyorlar. İki şahsı bırakan kimdir Ne sebeple bırakıyor Dokuz kişi saldırıyı gerçekleştirirken, Kaplan ve Çiftçioğlu olay yerine geldikleri arabaların direksiyonunda bekliyor. Tutsoy'un telefonu olay yerinin yakınında sinyal veriyor. Bu üçü saldırının içine dahil olmayıp arka plandan organizasyonu ve yönlendirmeleri yapanlardır.

TELEFON TRAFİĞİ:Saldırının hemen akabinde Kadirli Ülkü Ocakları Başkanı Hüseyin Coşkun Akgüllü, Tutsoy'la kırk dakika içerisinde yedi kez telefon görüşmesi yapıyor. Tutsoy'un telefonu bu görüşmeler sırasında olay yerine bir km yakında sinyal veriyor. Daha sonra Tutsoy, olay yerine yakınlaşıyor.

TOLGAHAN DEMİRBAŞ'IN GÖRÜŞMESİ:Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım'ın yardımcıları B.K. ve Tolgahan Demirbaş'ın (Tutuklu) bana ve Sinan Ateş'e yapılacak saldırılarla ilgili bilgi alışverişinde bulundukları ortaya çıkıyor. Bana saldırının gerçekleştiği gün Demirbaş, B.K.'ya "Ortak var mı bir şey" diye mesaj atıyor. B.K., "Çocuk öldü Kadirli Ocak'tan. Çağrı Ünel vurdu, öldü" diye yazıyor. Demirbaş, "Hay a... Ne olacak şimdi" diye cevap yazıyor.

Yıldırım'ın özel kalem müdürü Emre Yüksel (Tutuklu) gibi şahısların Tutsoy'la irtibatları araştırıldığında bana yapılan saldırının nasıl organize edildiği ortaya çıkacaktır.

EŞZAMANLI TAKİP:Tolgahan Demirtaş, bir başka yazışmasında G.H.'ye Sinan Ateş'in uçuş kaydını sağlamasını rica ettiği, bu kişinin sorguyu yaparak, ekran görüntüsünü gönderdiği anlaşılıyor. G.H., "Sinan silahla geliyordu limana. Haluk'un oradan geçebilir" diye uyarırken, Demirbaş da "Bence de öyle olacak, ona göre yapacağız planı" cevabını veriyor. Bu yazışmalar saldırıya uğradığım gün yapılıyor. Demirbaş ve B.K., bana yapılan saldırı ve sonuçlarını konuşurken, bir taraftan Sinan Ateş'e yapılacak saldırıyı planlamaktadırlar. Yani olayın olduğu gün ben de Sinan Ateş de eşzamanlı takip ediliyoruz. Benim takibimi (yapan) ve saldırıyı organize eden, iki ay önce Demirbaş gibi Yıldırım'ın yardımcılığını yapan Tutsoy'du.

KATİL, ONU ÜZERİME YOLLAYANLAR:11 kişi tarafından planlanmış bir saldırıya uğradım. Sebebinin ben olmadığım, saldıranlar olduğu bir ölüm gerçekleşti. Husumetimin ve tanışıklığımın olmadığı genç bir insanı neden öldürmek isteyeyim Hedef alarak ateş etmem söz konusu değildir. Arbede sırasında olay gerçekleşti ve neredeyse ben vurulacaktım. Ölen şahsın katili ben değilim. Rahmetlinin katili, onu üzerime yollayanlardır.