Jakuzi hariç her şey var

Bütün tartışma Ekrem İmamoğlu'nun kampanya direktörü Necati Özkan'ın 6 Nisan'da 'Medyascope'a verdiği röportajla başladı.

Özkan, 31 Mart'ta AK Parti'den CHP'ye geçen Sancaktepe Belediyesi'ni ve Başkan Alper Yeğin'i ziyaret ettiğini anlatırken, şahit olduğu ihtişam ve israfı aktararak, şöyle dedi:

"Belediyenin başkanlık katı 6 bin metrekare. Bir sürü dinlenme odası, jakuzi, yemek odası ve 200 metrekare mutfak var. Bu nasıl olabilir"

Özkan'ın sözleri bomba gibi patladı.

Önceki Başkan Şeyma Döğücü, kendisine iftira atıldığını iddia ederek, jakuzinin kamuoyuna gösterilmesini istedi.

Döğücü, haklıydı.

Özkan, jakuzi ifadesini "Kocaman banyo tesisatı" diye düzeltti.

Yeğin ise tweet attarak, belediyede Döğücü döneminde bir tadilat olmadığını vurguladı ve lüks harcamaların önceki başkan İsmail Erdem tarafından yapıldığını ifade etti.

Yeğin, şöyle yazdı:

"Önceki belediye başkanı lüks bir banyo ve ihtiyacı olmayacak şekilde bir kat tasarlamıştır. Jakuzi meselesinin çok değersiz kalacağı lüks ve batırılan bir belediye hikayesini yakın zamanda sizlerle paylaşacağım."

Yeğin, söz verdiği üzere, dün beni Sancaktepe Belediyesi'nde kurulan İsraftepe'de gezdirdi.

Belediyede şark köşesi

Belediye binası yavru Beştepe misali.

Sancaktepe, İstanbul'un en fakir ilçelerinden biri olduğu halde belediyenin her köşesinden lüks, ihtişam ve israf akıyor.

Hizmetin gerektirdiği ölçülerin fersah fersah uzağında bir bina bu.

Önce herkesin merak ettiği soruya yanıt vereyim.

Binada jakuzi yok.

Fakat jakuzi dışında her şey var.

Başkanlık katında iki adet lüks duşakabin bulunuyor.

Lavabonun altında abdest almak için bir banyo teşkilatı düşünülmüş.

Duşakabinler dinlenme odalarının içinde.

Kıyafet dolaplarının konduğu odalar balkona açılıyor.

Sekiz başkan yardımcısının odasına da duş ve tuvalet konmuş.

İKİ BAŞKANLIK MAKAMI

Beşinci katta iki başkanlık makamı var.

Birisi aynı anda onlarca misafiri ağırlayacak kadar geniş...

Odada başkan ve yardımcılarının heyet halinde çalışması mümkün değil. Çünkü yüksek sesle konuşmadıkça birbirlerini duyamazlar.

Üzeri camla kaplı.

İkinci başkan odası ilkinin yarısı kadar.

İsmail Erdem, iki odayı birden kullanıyormuş.

Şeyma Döğücü ise odalardan birisini danışmanına tahsis etmiş. İddiaya göre temel işlemleri danışmanı yürütüyormuş.

Alper Yeğin, bu odada ziyaretçilerini kabul ediyor. Başkanlıkla ilgili görevleri küçük toplantı salonunda yapıyor.

BİR MUTFAK, İKİ YEMEK SALONU

Bir özel kalem görev yaptığı halde iki özel kalem odası var. Özel kaleme bağlı 16 çalışan görev yapıyor.

Çalışanlar üç odada oturuyor.

Başkanlık makamında mutfak, iki yemek salonu ve iki toplantı salonu bulunuyor.

İki büyük bekleme salonu var.

Salonlardan biri öyle geniş ki içinde şark köşesi oluşturulmuş.

Yeğin'e sordum.

"Belediyede neden şark köşesi bulunur"

"Bilmiyorum, böyle bir alan" diyor.

Şöyle devam ediyor:

"Bir belediye başkanına ne zaman lazım olacağını bilmediğim, akıl edemediğim alanlar var. Seçimlerden sonra 10 gün boyunca çalıştım burada. Gece 3-4'e kadar. Bayram süresince buradaydım. Bir defa şu odaya gidip görüşme ihtiyacı duymadım."

Erdem'den binayı eleştirenlere: Gecekondu dönemi insanları

Eski Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem, Twitter'dan Alper Yeğin'e ve dün SÖZCÜ TV'deki canlı yayında belediyeyi gösterdiğim için bana yanıt verdi.

Erdem, şöyle yazdı:

"Belediye binası en az 200 yıl Sancaktepe halkının ihtiyacına cevap verecek şekilde imar edilmiştir. Belediye binası aynı zamanda afet koordinasyon merkezidir. 'Jakuzi var' diyen Necati Özkan, kamerayla başkanlık mahremine giren İsmail Saymaz, buldunuz mu jakuzi İsmail Saymaz, bir de belediyenin yanında Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezi var, o da benim eserim, yüreğin yetiyorsa yayınla da, neler varmış, dünya görsün.

Belediye binasına takılan, gecekondu dönemi insanlarına çok şey anlatmaya gerek yok.

Birileri halka hizmetten ne kadarda rahatsızlar. Ufku vizyonu olmayan zavallılar komplekse girdi.

İsmail Erdem'in armağan ettiği yüzlerce esere bakarak ezilen, önümüzdeki beş yılda acaba ne yapabiliriz diye şimdiden karanlığa gömülen, sıkıntıdan ter basan küçük dünyanın adamlarının bizim yaptıklarımıza hayalleri yetişmez.

Yapılan eserler günü kurtarmaya değil, yıllarca halka hizmet edecek mekanlar.

10 yılda 50 yılda yapılamayacak hizmetleri halkımıza armağan ettik. Yaptığımız eserler dünya ve Avrupa'da mimari ve işlevsellik açıdan ödül almış eserler.

Birilerinin ukalalığı; yapılan halkın malı muhteşem eserlere gölge düşürmeye yetmez."