Ülkelerin yönetilmesinde arif insana ihtiyaç vardır. Malum, arif, bilen, bilgide ileri olan, Hakk'ı ve işini hakkı ile bilen, sabırlı ve mütekâmil, anlayan, yönetimde adil olan demektir. Akıl da insanlara hayırlı olanı, şer olanı anında tespit edebilme aracıdır. Aptal ise safdil, ahmak, bön demektir.
Hz. Ali buyuruyor ki: "Aptallığın en büyüğü övmede ve yermede aşırılığa kaçmaktır." Çünkü ahmak adamın iki özelliği vardır: Çocuklarla arkadaşlık ve bel aşağısına düşkünlüktür. Aptalın aklı fikri nefsinin sesini dinlemek, böylece fıtrata aykırı olanlarla hemhal olmaktır.
Denir ki, aptalın alameti, sebepsiz yere darılmak ve lüzumsuz konuşmaktır. Mikrofonu eline geçirince aptallığının tüm incileri yerlere dökülür. Aptal idareciler ise ülkelerini selamete değil, felakete sürükler. Zira her türlü birikimden mahrumdur. Aptal yönetici yalakalarıyla neşelenir, ciddi memleket meselelerinde ise bön bön düşünür.
Onun için ahmağa yüz, aptala da söz vermeye gelmez. Çünkü onların tahrip ettiklerini onarmak çok zordur. Nitekim konuşurken tutarsız ve ukalaca konuşurlar. Bilmeden, araştırmadan nutuk atarlar.
Mevlana der ki: "Her şeye doğru demek ahmaklıktır: Fakat her şeye yanlış diyen de zorbadır." Unutmamak gerekir ki; sağırın kulağı duymaz, aptalın da hiçbir organı doğru olanı algılayamaz. Onun için denir ki, ahmakla, aptalla dost olma, zira çoğu zaman faydalı olmak isterken, zararı dokunur. Ayrıca aptal olan dosttan, akıllı düşman iyidir.
Siyasetimizde, maalesef bu gibi siyasetçilerimiz ziyadedir. Çünkü bunlar bilgisiz ve nadandır. Bunlara nasihat kâr etmez. Bunlardan yönetici olmaz.
Okumuş aptal, cahil aptaldan daha aptaldır. Bilgi, birikim, tecrübe insanın cehlini giderir. Ama ahmaklığın, aptallığın çaresi yoktur. Unutmamak gerekir ki; aptala nasihat vermek, bir nevi ölüye ilaç vermek gibidir. Çünkü aptal fikrinde ısrarcı olduğu için, onlara nasihat kâr etmez. Bu gibi insanların siyasette de sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Aptal siyasetçinin arkasında yürümek, akla zarardır.
Bu gibi siyasileri zaman zaman görmemezlikten gelmek, ülkeye zarardır. Onların verdiği zarar, desteklenmelerinden ileri gelmektedir. Aptal yöneticilerden fayda ummak, aptallığın daniskasıdır. Onlara yetki vermek, yönetimlerin başına taşımak maskaralıktır. Onları her konuda yetkili kılmak, akıl tutulmasıdır.
Demokratik hukuk devletlerinde olmaması gereken, yetkilerin hemen hemen tamamına yakınının, ülke yönetenlerin elinde bulunması, meselelerde çözümsüzlükleri berdevam kılar.
Ziya Paşa der ki:
Zahirde görüp bizleri sanma ukalâyız
Biz bir sürü insan sıfatında budalayız.
Gerçekten akletmeden, tefekkür etmeden inanıyoruz. Sonra ardına takılıp gittiklerimizin yaptıkları tahribatlardan bizar oluyoruz. Tek seçici, tek söz sahibi olmak hem demokratik değil hem de yanlıştır. Zira insan beşerdir, şaşar. Ondan sonra feryada, figana gitmenin anlamı yoktur.