Ağabey diyor ki; bunlara geçit verilmemeli

Yıllardan beri siyasilerin yaptığı konuşmaların birçoğunun gerçek dışı olduğunu gördükten sonra, bu günlerde yapılan konuşma ve atılan nutuklara da maalesef inanamıyoruz. Zira konuşmaların kahır ekseriyetinin temelinde siyasi rant bulunmaktadır.

Maalesef bu konuda yapılanları gördükten sonra, artık konuşmalara itibar etmiyoruz. Zira hilaf-ı hakikat konuşana boyun eğmek, vebali muciptir. Ayrıca yalanlarıyla temeyyüz etmekte olanlara boyun eğmek, yalanın yayılmasına neden olur. Bir nevi toplumu da dejenere eder.

Yalan konuşan kim olursa olsun, o kişilere itaat etmek zulme yardım olur ki, bu hal de güven kaybına sebebiyet verir. Zira aşını, işini bilmeyen siyasilere bel bağlamak dalalettir. Kendi işinde efendi olmayı beceremeyen, başkalarının hizmetçisi olur. Böyle insanlara güvenilmez, sözlerine de inanılmaz.

Halk bir insanı ancak son yaptıkları ile tanır ve ona göre vaziyet alır. Denir ki: "Mert olmayan bir insana inanmak, onunla bir işe girişmek hüsran sebebi olur." Nitekim uzun yıllardan beri kötülenen PKK'lı teröristlerin iyi hal göstereceğine milleti inandırmaya çalışmak, onların işlediği tüm cinayetlere bir nevi ortak olmak anlamına gelir.

Yıllarca can alan, yakıp duran, aileleri yasa boğan, çocuk, kadın, yaşlı demeden öldüren PKK canilerine şirinlik madalyası takmaya çalışmak, son derece üzücü bir haldir. Oysa: "Onlardan hiçbir günahkâra yahut hiçbir nanköre boyun eğme" (İnsân/24) buyrulmaktadır.

Allah'a, millete itaat etmeyene itaat edilmez. Onlara merhamet de edilmez. Yani senelerden beri öldürmekle, yakmakla meşgul olan PKK'lılara merhamet etmeye çalışmak, öldürülenlerin âhını almak demektir. Atalarımızın dediği gibi: "Alma mazlumun âhını, çıkar aheste aheste." Çünkü mazlumun âhı Gayretullaha dokunur.

Malum, herkes ve bilhassa siyasiler haddini aşarak konuşursa toplum gerilir, mutluluklar azaba dönüşür. 'Terörsüz Türkiye' sloganı ile hareket edenler, milleti manipüle etmeye çalıştığı için, taban son derece rahatsızdır. Zira teröristlere güvenmek, zehir içmeye benzer. Onun için onlara yem olmaktan uzak duralım. Siyasilerin nutuklarına inanıp, geleceği perişan etmeyelim.

Zulüm, zalimlere hoş görü ile bakmaktır. Öldüren katillere prim vermektir. Bunu realize eden siyasilere de millet iyi nazarla bakmamaktadır. Bunlara en büyük ceza seçim sandıklarında verilecektir. Katil sürülerine şefaatle muamele etmek, affı mümkün olmayan suçtur. Zira: "Bilmez iyilik kadrini, namert olan."

Bunlar için bir referandum yapılsa, milletin kahır ekseriyetinden bunlara af istikametinde oy çıkmaz, tam aksi asılmaları yönünde oy kullanılır. Milletin affetmeyeceği katiller sürüsünü, siyasi atraksiyonlarla ve siyasi rant elde etmek için affa kalkışmak, ölenlere zulümdür.