Ağabey diyor ki; âkil sıfatında budalayız

Bir ülkede siyaset yozlaşırsa, her gün şaibelerle çalkalanırsa o ülkede istikrar olmaz. Böyle bir ülkede huzur sağlanamaz, refah ve saadet beklenemez. Hele hele iktidar ve muhalefet devamlı birbirini ağır suçlamalarla itham ederse, böyle bir ülkede rahat nefes alınamaz. Böyle bir ülkenin, dış ülkelerde de itibarı olmaz.

İktidarlar ve muhalefet partileri üretken olmak yerine, huzur bozucu açıklamalarla huzursuzluklara sebebiyet verirse, böyle bir ülkede devlet-millet kaynaşamaz, tam aksi kutuplaşmalar gerçekleşir, didişmeler, isnatlar ziyadeleşir. O zaman da toplumda gerilmeler tavan yapar. Her gün farklı farklı alanlar talan edilir. Çalmalar, soymalar, sömürmeler alkışlanır hale gelir.

Böylece devletin kasaları soyulur, hırsızlık, arsızlık moda haline gelir, utanma buharlaşır. Milletin gözü önünde kepazelikler ziyadeleşir.

Niccolo Machiavelli der ki: "Eğer bir millet, iktidarda bulunan kişilerin şereften, onurdan, ahlaktan yoksun davranışlarını, hırsızlığını yalnızca kendi siyasi görüşünden olduğu için görmezden geliyorsa o millet erdemini yitirmiştir.

Erdemini yitiren millet bir gün vatanını da yitirir." Yerle yeksan olur. Böyle bir ülkede adalet çalışamaz hale gelir. O zaman da soygunculuk meslek haline gelir. Millete ait olan imkânlar talan edilir, bazı şirketler de paravan olarak kullanılır, onların önü açılır, fakir fukara unutulur.

Unutmamak gerekir ki; huzurlu bir toplumun teminatı, sağlam ve güçlü bir ahlakla sağlanabilir. Onun için bir toplumda ahlak dip yaparsa, o toplumda arsızlık, ar ve hayâsızlık da tavan yapar. Utanma hissi nasırlaşır. Böylece her alan kepazeleşir.

Kur'an ve sünnetin ortaya koyduğu ahlaki değerlerden uzaklaşıldığında, maalesef helal-haram birbirine karıştırılır. O zaman da huzur, saadet ve selamet buharlaşır, herkes kendi karnını doyurmak için mücadele verir. Böylece dünyevileşme alabildiğine yayılır. Ahlaksızlığın her türlüsü mubah görülmeye başlar.

Oysa kıyamet günü, mizana konan amellerin en ağır olanı, güzel ahlaktır.

Ahlakı güzel olana her taraf vatan

Ahlakı çirkin olana her taraf zindan

denir. Maalesef: "Yurtta sus, cihanda sus / Çiğnendi iffet ve namus." Onun için, tabanda devamlı her türlü siyasi olaylara şahit oluyor ama susmaya da devam ettiğimiz için iliklerimize kadar soyuluyoruz. Çünkü ahlaksızlık, arsızlık karanlık işlerin dostudur.

Malumdur ki ahlaklı olmanın temel şartı Allah korkusudur. Zira O, hem görendir, hem bilendir hem de duyandır. Tam anlamıyla gözetleyendir. Herkesin müspet-menfi fiilini defteri kebire kaydettirmektedir. Ahlaki anlayışı çoraklaşmış insanlardan ve bilhassa siyasilerden fayda beklemek serapta su aramaya benzer.

Maalesef ülkemizde perişanlığın envai çeşidini görmekte olduğumuz halde, hâlâ soyanların peşinde koşup duruyoruz. Oysa Allah: "Bir millet, özündeki (güzel hal ve ahlakı) değiştirmedikçe, Allah da onların halini değiştirmez