Ve zalim rejim yıkıldı, Firavun devrildi ve kaçtı!..

2011 yılı mart ayı sonunda, Suriyeli vatandaşlar, bütün vahşi baskı ve sindirmelere rağmen; birçok şehirde sokaklara dökülerek, "En-nas yurîd iskâte-n-nizam Halk rejimin yıkılmasını istiyor" diyerek haykırmaya başlamıştı.

Suriye'de gelişmeler o kadar hızlı ve baş döndürücü ki, aktüaliteye göre yazının başlığı eskimiş bile sayılır Evet, Suriye'de 61 yıllık kâbus bitti. Baas rejiminin üzerine bina edilen Esad ailesinin kanlı, vahşi ve bir o kadar da zalim iktidarı yıkıldı gitti. İçinden çürümüş bu katil rejim, meğerse çoktan miadını doldurmuş. Sadece 12 günlük bir halk hareketi,Firavun Beşar Esad'ın kuyruğunu kıstırarak Rusya'ya kaçmasını sağladı. En az kardeşi kadar zalim ve katilMahir Esadda kaçtı. Henüz nereye kaçtığı kesin bilinmemekle birlikte, ilk durağı Irak olabilir Yüz binlerce masum insanın katili olan bu iki canavarın ve ortaklarının, hukuk önünde hesap verip gerekli cezaya çarptırılması, insanlık adına en samimi dileğimizdir. Bu dünyada tahakkuk etmese dahi, öbür dünyada, hiç şüphesiz ilahi adaletin tecellisi ile herkes hesabını verecektir Ve inancımız odur ki, Beşar ve kardeşi Mahir ve onlara kanlı bir miras bırakan babalarıHafız Esadcehennemin dibini boylayacaktır! Her iki şeytan uşağı, babalarının yolunda masum kanı dökmekten çekinmedi. Ama artık o güçleri tükendi ve bundan sonra köstebek misali ölüm korkusuyla, daha çok dehlizlerde yaşamaya çalışacaklar Beşar, Suriye'de Rusya'ya tahsis ettiği hava ve deniz üsleriyle, Moskova'ya sığınabilmek için yeterli rüşveti ödemiş oldu. Bakalım Mahir kime ne kadar rüşvet verecek Nasıl olsa uyuşturucu ticaretinden çok paralar kazandı. Suriye devletinin hazinesi de zaten bu lanetli ailenin hizmetinde değil miydi Suriye halkı bir ekmeğe muhtaçken Firavun ve kardeşi, dünyanın bütün lüks marka arabalarından galeriler dizmiş Her neyse, kaçak Firavun ve kardeşi, inşallah hak ettiği cezayı bu dünyada da görür. O günü görmek, Suriye halkının yüreğini soğutacaktır mutlaka

Bu köşede son yazılarımızda, Suriye'nin yakın tarihini mümkün mertebe özetlemeye çalıştık. 61 yıl önce, 1963'te; Baas Partisi ülke yönetiminde ipleri ele geçirmişti. O tarihte başlayan kâbus nihayet bitti. Bilhassa Esad ailesi ve kabilesinin, devlet mekanizmasını tamamen ele geçirdiği 1971 yılından beri, masum Suriye halkının yaşadığı travmaları anlatmak için kelimeler yeterli olmaz. Haberlerde izlediğiniz Sednaya hapishanesindeki görüntüler tek başına, fecaatin hangi boyutta olduğunu bize anlatıyor Hama'da 1964 ve 1982'deki katliamlarda on binlerce Suriyeli katledildi. 2011 Mart ayının son günlerinde, Humus ve Der'a ve daha birçok yerde sokaklara dökülerek,"En-nas yurîd iskâte-n-nizam Halk rejimin yıkılmasını istiyor"diyerek haykırmaya, dünyaya haklı sesini duyurmaya çalıştı. Fakat ne yazık ki, halkın zulme karşı bu ayaklanması çok kanlı bir şekilde bastırıldı. Kimlerin yardımıyla İran'ın ve Rusya'nın direkt askerî desteğiyle Şayet bu iki devletin desteği olmasaydı, Esad rejimi kısa zamanda yerle bir olurdu. Mahut Rejimin kendi içinde nasıl çürüdüğü bugün ayan beyan ortada. Kendi halkına karşı acımasız olan Esad rejimi, dışarıya karşı kâğıttan kaplanmış meğer! Bunca senedir her istediği vakit Suriye topraklarını bombalayan, işgal ve ilhak eden İsrail'e karşı en ufak bir reaksiyon gösteremeyen bu kanlı rejim, sırf içeride zalim iktidarını sürdürebilmek için Golan Tepelerini İsrail'e teslim etti. Dışarıdan bakınca Suriye'nin İsrail karşısındaki çaresizliğini izah etmek kolay değildi. Lakin işin içyüzünü bilenler, gerçek durumun ne olduğunun farkındaydı. Son on üç yılda aşağılık dikta rejimini ayakta tutan, İran ve Rusya'nın etkisiz kaldığı bir sırada, Suriye'deki direniş teşkilatları (20'den fazla grup var) doğru ve güçlü bir huruç hareketiyle, 53 yıldır halka kan kusturan diktayı devirmeyi başardı. Bu hakikaten, dünyada ibretle takip edilmesi gereken ibret verici bir hadisedir. Darısı zulüm ve baskı altında mücadele veren diğer ülke halklarının başına diyelim