Suriye'de o kadar hızlı gelişmeler oluyor ki, özet olarak dahi anlamak ve anlatmak çok zor Dışişleri Bakanı Fidan'ın şu cümlesi belki de konuyu netleştiriyor:"Olanları dış müdahale ile açıklamak yanlış olur!"
Cumartesi günkü yazımızda,"Suriye'deki çatışmalar nereye varacak"diye sormuştuk. Çünkü değil saat başına neredeyse her çeyrek saatte yeni bir yerleşim yeri el değiştiriyordu. Bu kadar baş döndürücü hızla genişleyen bir muharebe ortamında, olup bitenleri tam anlayabilmek imkânsız. Dolayısıyla medya organlarında dolaşıma giren bilgilere de çok ihtiyatlı yaklaşmak lazım. Çünkü bir taraftan şer güçlerin her zamanki dezenformasyon çalışmaları diğer yandan kasıtlı olmasa bile yanlış kaynaklardan alınan bilgiler, insanı fena hâlde yanıltabiliyor Nitekim son beş altı gün boyunca dolaşımda olan haber ve yorumlar, bu vadide ne kadar saptırma ve zihin çelme, insanları endişe ve karamsarlığa sevk etme gayreti olduğunu net biçimde gösteriyor!.. Dolayısıyla her söyleneni tahkik etmeden doğru kabul etmek veya uzmanlığı kendinden menkul şahısların gelişigüzel üfürmelerini sağlam bir analiz gibi görmek yanıltıcı olur. Bu noktada dikkatli olmak kendi hesabımıza çok ehemmiyetli Beş yıl boyunca Suriye'deki çatışmaların en şiddetli olanına maruz kalan ve taş taş üstünde kalmayan Halep'in, dört gün içinde muhalifler tarafından ele geçirilmesini izah etmek hiç kolay değil. Ancak zaman ve şartların muvacehesinde bazı hususların öne çıkması ve tesir icra etmesi, böyle şaşırtıcı neticelere kapı aralıyor. Hiç tereddütsüz, 2011'den itibaren İran ve daha sonra Suriye'ye çok geniş çapta bir giriş yapan Rusya, iç savaşın seyrinde en büyük etkiyi gösteren aktörlerdi. Baas Rejiminin, sadece ülkenin yüzde 14'ü gibi, cüz'i bir alanda kontrol sahibi olabildiği bir noktadan, çok büyük katliam (Bir milyon insan hayatını kaybetti) ve sürgün zulmü ile tazyik altına sokulan milyonlarca insanın yerini yurdunu terk etmesi ve Suriye'nin âdeta nüfus açısından boşalması sonucuna getirdiler1970 yılında, Baba Esad'ın Baas İktidarını ele geçirmesiyle başlayan felaket dönemi boyunca, Suriye halkının huzurlu bir günü olmadı Bugüne kadar milyonlarca Suriyeli hayatta kalabilmek için ülke dışına kaçtı Bugün dünyada hariçteki nüfusu içerideki nüfusundan daha fazla olan tek devlet Suriye'dir!.. Bu tablo Suriye topraklarındaki zulüm ve baskının ne kadar dehşet verici olduğunu yeterince anlatıyor. 1982yılında Hafız Esad ve kardeşi (Büyük uyuşturucu tüccarı) Rıfat Esad, Hama şehrini topa tutarak birkaç gün içinde en az kırk bin kişiyi katletti ve iki yüz bin insan da hayalet şehirden kaçtı Zalimlik bakımından Baas rejiminin dünyada bir ikinci benzeri yoktur! Son on üç yıl boyunca Baas rejimi, arkasına Rusya ve İran desteğini de alarak, özellikle İran güdümündeki Hizbullah Örgütünün yaptığı vahşi katliamlarla dehşet saçtı. İnsanları öldürmekle ve sindirmekle rejimi ayakta tutan Beşar Esad, bu sebeple siyasi çözüm için sunulan hiçbir teklife yanaşmadı. Son bir yıldan beri, Türkiye'nin tek taraflı olarak ısrarla yaptığı çağrılara kulak tıkadı. Beşar, arkasındaki Rus ve İran desteğinin aynen devam edeceğini düşündü ve yine ona güvendi. Ama köprülerin altından çok sular aktığını göremedi. Rusya Ukrayna savaşı sebebiyle daha çok kendi derdine düşmüş, İran İsrail'in baskı ve saldırıları karşısında fazlasıyla müşkül duruma düşmüş, Hizbullah ise İsrail'in Lübnan'daki saldırıları sebebiyle büyük zayiat vermişti Evet, Beşar Esad rejimi, siyasi basiretsizlik ve körlükle tekrar 2014 şartlarına geri dönmüş oldu. Velakin bu defa onu destekleyen haricîgüçler eskisi kadar istekli ve hazır değil
127