Seçmen hangi mesajı verdi

Bu seçimlerin kırılma noktası, AK Parti'nin ilk defa ikinci sıraya düşmesidir Hüküm neticeye göredir. Sebepler çok ve çeşitli olabilir, ancak teferruat mesabesindedir. Seçmenin öfkesi, CHP'nin başarısı!..

31 Mart seçimleri, ortaya istisnasız herkesi şaşırtan bir tablo çıkardı CHP'nin zafer sarhoşluğu yaşaması normal bir durum. Ama CHP dahi yakaladığı bu neticeyi beklemiyordu! Dokuz ay önce yaşanan peş peşe iki mağlubiyet, Millet İttifakı'nın dağılması, genel başkan ve ekibini tasfiye eden bir kurultay ve sonrasında yaşanan keşmekeş Öyle ki, CHP aday tespiti ve ilanında bile, tuhaf zorluklar yaşadı. Fakat oylarını 2019 mahallîseçimlerine göre yedi küsur puan arttırdı. Burada DEM Partiile yapılan örtülü ittifak ve İyi Parti'nin oylarının büyük çapta CHP'ye kaymış olması, tek başına neticeyi tayin eden unsurlar değil. Peki, asıl sebepler nedir CHP'ye bu galibiyeti sağlayan, Parti'nin yerel yönetimlerde ortaya koyduğu hizmet başarısı da değil. Keza ileriye dönük bir vizyon ve ümit telkini de değil. Ya nedir Çok net ve kesin biçimde, seçmenin AK Parti'ye yaptığı uyarıdır!.. Evet, yetmiş yıl sonra, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi hem de büyük oy farkıyla CHP'ye geçiyorsa burada çok ciddi bir durum var demektir. Keza 22 yıl sonra, AK Parti'nin Bursa Büyükşehir belediyesini açık farkla kaybetmiş olması, sıradan değil olağanüstü bir neticedir. Aynı şekilde, Adıyaman, Afyon, Kastamonu gibi şehirleri bir bir CHP'ye kaptırıyorsa, ortada bambaşka bir sıkıntı duruyor demektir. Bu arada İstanbul'un ilçelerinin üçte ikisini kaybetmiş olması, vaziyetin vahametinin göstergesidir. AK Parti Yönetimi, asla bu çapta beklemediği hasarın tespitini yapacaktır şüphesiz. Bunu ne kadar doğru, erken, isabetli ve tam olarak yapmayı becerirse, sarsıntıyı da o denli çabuk atlatacaktır.
AK Parti'yi bu sıkıntıya sokan majör sebepleri herkes kendi bakış açısına göre sıralayabilir 2008 yılından beri, esasen fasılasız devam eden global ekonomik kriz, pandemi sürecinin ekstra zorlukları, 6 Şubat Maraş depremlerinin getirdiği mali yükler. Döviz-faiz tartışmalarının yol açtığı gereksiz ciddi kayıplar. Bir türlü kontrol altına alınamayan spekülatif hareketler ve ölçüsüz şekilde sürekli tırmanan fiyat etiketleri Netice olarak, bunların toplamda vatandaşın bütçesine bindirdiği ağır külfet. Ne kadar zamlanırsa zamlansın, artan fiyatlar karşısında derhal suyu çekilen ücretler. Dar gelirli vatandaşın tencereyi kaynatabilme telaşesi. Nihayet emeklilerin beklentilerinin karşılanamaması vs. Bütün bunlar halk diliyle basit şekilde seslendirilen bir nevi kahvehane konuşmaları. Lakin günün sonunda, insanların moralini derinden etkileyen ve davranış biçimlerine yansıyan olguların bu denli yoğun olması derin sarsıntılara kapı aralıyor. Sabahtan akşama kadar ekonomi uzmanlarının kulak tırmalayan jargonla anlatmaya çalıştığı problemler, özünde geçim derdindeki insanların müşkülüdür. Bu müşkül giderilemediği zaman kitlelerin rahatsızlığı da gitgide genişler ve o çapta da sonuçlar doğurur. AK Parti'nin ekonomik alanda, yukarıda kısaca işaret ettiğimiz sebeplerle, maddi beklentileri karşılayamaması pahalıya mal oldu! Vatandaş ülkeye yapılan yatırımları, inşa edilen köprüleri, tünelleri, otoyolları ve diğer eserleri, cebi boş iken hiç görmüyor veya umursamıyor. Öncelikle cebine girecek veya girmeyecek olan meblağa bakıyor. Ancak vatandaşın davranış biçimini etkileyen olumsuzlukları toptan ekonomi ile irtibatlandırmak da doğru olmaz.