Rusya-Ukrayna savaşı 22 Şubat 2022'de başladı. Üzerinden iki buçuk sene geçti Bu zaman zarfında, acaba Rusya Lideri Vladimir Putin veya Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dimitri Medvedev kaç defa nükleer silah kullanımından bahsetti Bu nükleer silah kullanma resti Batı mahfillerinde nasıl karşılandıkarşılanıyor Rusya cenahından yükselen söylemleri, bir nevi şiddetli blöf olarak mı değerlendiriyorlar Savaşın ilk haftalarında, Rus kuvvetleri tarafından ele geçirilen dünyanın sayılı ve Ukrayna'nın en büyük nükleer santrali olan Zaporicya'da, hafta sonu saldırı sebebiyle çıkan yangından sonra, acaba Rusya ve dahi hasımları; muhtemel ve giderek daha yaklaştığı iddia edilen nükleer tehlikeyi hangi boyutlarda değerlendiriyor.. Nükleer santralin işgal altına alındığı ilk günlerde, ciddi bir tedirginlik hüküm sürmüştü. Ancak daha sonraki safhada, Uluslararası kuruluşların da diplomatik yollardan devreye girmesi sebebiyle, santralin güvenlik durumu ve korunması hususunda bir mutabakata varılmıştı. Böylece geçtiğimiz hafta sonuna kadar, zaman zaman bahis konusu olsa da, ciddi boyutta bir nükleer tehlikeye mahal olmadığıolmayacağı kanaati hâkimdi. Ne var ki, son haftalarda, özellikle Rusya-Ukrayna savaşında, Batı'nın Ukrayna'ya sağlamaya devam ettiği son derece etkili silahların devreye girmesiyle birlikte hava aniden değişti Neyse ki, Rusya ve Ukrayna'nın karşılıklı olarak birbirini suçladığı nükleer santral yangınında korkulan olmadı ve durum kontrol altına alındı. Lakin yarınlarda benzer kamikaze saldırıları olsa, durum nereye varır Dünya yeni bir Çernobil faciası ile yüz yüze geldiğinde, neler olur acaba
Rusya savaşa başlarken büyük bir öz güven içindeydi. Sadece Rusya değil, dünyadaki ilgili çevrelerinbirçoğu, Ukrayna'nın birkaç haftada havlu atacağını tahmin ediyordu. Fakat gelişmeler öyle olmadı. Başta ABD ve onun arkasında hizalanan AB ülkeleri ile İngiltere, Ukrayna'ya muazzam destekler verdi. Rusya bu durum karşısında hedef küçültmek zorunda kaldı ve çatışmanın ilk haftalarında Kiev yakınlarına kadar genişlettiği taarruzlarını daha dar bir cephede yoğunlaştırdı. Sonuç olarak, iki ülke arasında bin kilometrelik bir cephe, kalıcı olarak varlığını sürdürdü Geçen otuz aylık sürede, Ukrayna aldığı bütün desteklere rağmen kayda değer bir ilerleme gösteremedi. Ancak Batı tarafından sürekli olarak takviye edilen Ukrayna, Patriot gibi hava savunma sistemleri ile Javelin antitank ve HIMARS füzeleri ile dönem dönem, Rus kuvvetlerine hayli ciddi kayıplar verdirdi. ABD'nin Abrams ve Almanya'nın Leopard tankları ve son günlerde fevkalade dikkat çeken ve bir o kadar da, savaşın büyümesi ve yayılmasına dair endişeleri yükselten yeni bir gelişme oldu. Belçika, Danimarka, Hollanda ve Norveç tarafından sözü verilen, F-16 savaş uçaklarının Ukrayna'ya teslim edilmesi konusu gerilimi üst perdeye tırmandırdı. Her ne kadar F-16'ların Ukrayna tarafından kullanılmasına, eğitim süreci sebebiyle daha epey zaman bulunmasına rağmen, diğer Batı kaynaklı modern silahların cepheye varması ve fiilen de kullanılması, Rusya hesabına büyük sıkıntı getirdi. Ukrayna'nın Kursk ve Belgorod bölgesinde, son günlerde icra ettiği taarruzi hareketler ve bazı yerleşim yerlerini ele geçirdiği yönündeki haberler, özellikle kendi topraklarında ilk defa esir düşen Rus askerlerinin medyaya düşen fotoğrafları, Moskova Yönetimi için fazlasıyla can sıkıcı gelişmelerden biri oldu. Bu durumda aylardır,
									
								
									140