İsrail savaşı yaymakta kararlı!..

Gazze saldırısı başladığı andan itibaren, Amerika çatışmaların yayılmaması için çalıştı. En azından öyle göründü. Fakat İsrail ABD'yi Orta Doğu'ya daha fazla angaje etmek için her şeyi yapıyor. Önceki gün ve dün, Lübnan ve İran'da meydana gelen hadiseler, tam manasıyla fitneyi büyüten olaylar... Gazze'de yaptığı bütün barbarlıklara rağmen, istediği sonucu alamayan ve Hamas'ın direnişi karşısında ciddi kayıplar vererek her seferinde geri çekilmek zorunda kalan İsrail, savaşı Lübnan ve başka bölgelere yayarak yerle bir olan imajını kurtarmaya çalışıyor. Ama nafile. İsrail düştüğü bataklıktan kolay kolay çıkamayacak. İsrail'i sınırsız şekilde destekleyen ABD, çatışmaların daha fazla genişlememesi ve mümkün olan kısa zamanda bitmesi için telkinde bulunurken, sözünü bir türlü dinletemiyor. Beri tarafta ABD Orta Doğu'ya daha fazla angaje olmak istemiyor. Çünkü Asya-Pasifik Bölgesinde Çin ile amansız bir rekabet yaşıyor... Amerika Bölgeye gönderdiği Gerald Ford uçak gemisini geri çekme kararı vermişken, çatışmaların bölgeye yayılma tehlikesi bir anda büyüdü. İsrail Başbakanı Netanyahu, bir müddet önce Hamas mensuplarına karşı başka ülkelerde de suikast eylemi yapılması için talimat verdiğini duyurmuştu. Türkiye bu açıklamaya çok sert tepki vermişti. Türkiye'de böyle bir olaya girişilmesi durumunda bunun bedelinin çok ağır ödetileceğini ihtar etmişti. Nitekim, Millî İstihbarat Teşkilatı, İsrail hesabına casusluk faaliyetinde bulunan yaklaşık elli kişiyi (Çoğu yabancı uyruklu) derdest ederek bu konudaki kararlılığını izhar etti. İsrail'in bu mesajı çok iyi anlaması gerekir. 7 Ekim'den bu yana İsrail ile Lübnan'daki Hizbullah güçleri arasında zaman zaman çatışmalar yaşanıyordu. Ancak bu çatışmalar hayli sınırlı idi. Önceki akşam, Beyrut'ta Hizbullah'ın kalesi olarak bilinen bir mahalledeki Hamas ofisine, SİHA ile saldıran İsrail, Hamas'ın iki numaralı ismi Salih el-Aruri ile birlikte beş kişyi daha katletti. Bu olayın tepkileri devam ederken, dün İran'da çok daha büyük bir hadise koptu. Dört sene önce Bağdat'ta, bir ABD SİHA'sından atılan füzelerle öldürülen İran Devrim Muhafızları eski komutanı Kasım Süleymani'nin ölüm yıl dönümünde, Kirman'daki mezarı başında toplanan kalabalık içinde, peş peşe iki bomba infilak etti. Patlamada ilk belirlemelere göre en az 103 kişi öldü, 188 kişi de yaralandı. İran'ı fena hâlde sarsan bu hadiseden sonra, Tahran'dan nasıl bir tepki geleceği dikkatle izleniyor. Esasen Gazze savaşında, belirgin şekilde mesafeli duran ve ABD ile herhangi bir çatışmaya girmekten kaçınan İran, İsrail'in atraksiyonları karşısında açmaza düştü. Birkaç gün önce Kasım Süleymani'nin eski yardımcısı Musavi'nin Suriye'de öldürülmesi, hemen akabinde on bir tane üst düzey İranlı subayın yine Suriye topraklarında öldürülmesi, Tahran rejimini çok büyük sıkıntıya soktu. Daha bunun bile karşılığını veremeden bu defa Kasım Süleymani mezarındaki facia patladı. Bakalım devamında neler gelecek... İran şimdiye kadar Lübnan'daki Hizbullah ve Yemen'deki Husiler üzerinde sahip olduğu nüfuzu kullanarak, ABD ve İsrail'e karşı, kendi toprakları dışında caydırıcı bir etki yapmaya çalışıyordu. Nitekim Husiler'in Kızıldeniz'de İsrail ile ilişkili gemilere karşı yaptığı eylemler büyük yankı yaptı. ABD orada Husilere karşı operasyon yapmak zorunda kaldı. Şimdi bütün bu son yaşanan hadislerden sonra, İran ile İsrail ve İran ile ABD arasında ne gibi yeni gerginlikler baş gösterecek, bunu yakında göreceğiz. Ama şurası açık ve net. ABD hem İsrail'i itidalli davranmaya ikna edemiyor hem de onu desteklemekten geri duramıyor... Bugüne kadarki duruşu sebebiyle, ABD ve dünya kamuoyundan büyük tepki toplayan Biden Yönetimi, yaklaşan başkanlık seçimleri dolayısıyla ciddi bir sıkışmışlık içinde. Biden bir taraftan yaşı ve sağlık durumunun elverişli olmaması, diğer yandan izlenen yanlış politikalardan ötürü tam bir açmazın içinde. Bunun yanında ABD'nin küresel ölçekte uğradığı itibar kaybı, gelecek için telafisi imkânsız bir olumsuzluk. Bu şartlar altında İsrail bagajını aynı şartlarda daha ne kadar taşıyabileceği de belirsiz. Zira iç kamuoyunda günden güne tepkiler çığ gibi büyüyor. Ama beri tarafta İsrail Yönetimini ele geçiren radikallere laf anlatması da hiç mümkün görünmüyor. Nitekim