İslâm dünyası nasıl bir aksiyon alabilir

Riyad'da toplanan İslam İşbirliği Teşkilâtı ve Arap Birliği Olağanüstü Zirvesinden etkili bir sonuç çıkabilir mi İsrail'in 7 Ekim 2023'te başlattığı işgal ve soykırımının daha ilk günlerinde, yapılan İİT zirvesinden bir şey çıkmadı!..

Türkiye, Siyonist İsrail'in Gazze'de yaptığı katliam ve soykırımın önüne geçilmesi için, ilk günden beri dört bir koldan bastırıyor

Saldırıların başladığı anda, gecikmeksizin İslâm İşbirliği Teşkilatının olağanüstü toplanmasına öncülük etti. Fakat ne yazık ki o toplantıdan dişe dokunur bir karar çıkmadı. Üzerinden bir yıl bir ay geçti. Hâlâaynı noktadayız!..

Türkiye hiç ara vermeden, her vesileyle Gazze'de akan kanın durması için uğraşıyor. Maalesef,başta İslâm âlemi olmak üzere, dünyanın çok büyük bölümü, Filistin halkının maruz kaldığı insanlık dışı zulüm, baskı ve katliama karşı sessiz ve tepkisiz kalmaya devam ediyor. Fakat Türkiye her şeye rağmen, hız kesmeden dünya devletlerini bu meselede etkili bir tavır almaları yolunda ikna etmeye çalışıyor. Mesela daha dört gün önce, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Brezilya'da toplanan P 20 Parlamento Başkanları Zirvesinde, uluslararası camiaya seslenerek, Siyonist İsrail'in Gazze'de devam ettirdiği katliam ve soykırımın, yeni bir dünya düzeni ve paradigmanın kurulması için, tek başına alarm verdiğini dile getirdi.

Kurtulmuş, hâlihazırda şeklen var olan beynelmilel kuruluşların büyük zaafiçinde olduğunu ve çözüm üretme kabiliyetini kaybettiğini belirtti.

Gerçekten Dünya Gıda Örgütü (FAO), Dünya Sağlık Teşkilatı (DSÖ), Uluslararası Adalet Divanı (UAD) ve BM Güvenlik Konseyi gibi kuruluşların, bariz bir çöküntü içinde olduğunu, meselelerin çözümü için ortaya bir irade koyamadığını utanç içinde seyrediyoruz

BM başta olmak üzere, büyük bir erozyon söz konusu! Bu sebeple dünya kurumlarının yeniden yapılandırılması gerekiyor. Bunun için de bir paradigma değişikliği şart.

Numan Kurtulmuş, günümüzde hâkim ve hegemon devletlerin, kendilerini dünyanın sahibi gibi gördüklerini, oysa bu dünyanın kimsenin babasının malı olmadığına dikkat çekerek, küresel yeni bir siyasi mimariye büyük ihtiyaç bulunduğunu ifade etti.

Günümüz dünyasında güçlünün hakkı aranıyor diyen Kurtulmuş, esasen haklının hakkının arandığı ve teslim edildiği bir dünyaya ihtiyaç olduğunun altını çizdi. ADİL BİR DÜNYA VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR GEZEGEN temasıyla toplanan P 20 zirvesinde verilen bu mesajlar elbette çok önemli.

Yukarıda işaret ettiğimiz beynelmilel kuruluşların mevcudiyetine rağmen, meselelere çözüm bulunamaması ve büyük haksızlıkların devam etmesi, bu kurumların çözüm etkisini kaybettiği ve dolayısıyla gecikmeksizin, herkes için adil ve eşitlikçi bir küresel sistemin kurulması zaruret hâlini almıştır.

Öncelikle devletlerin büyük ve hegemon yahut küçük ve lokal olarak ayrılması değil, egemenlikte eşitlik esası üzerine bina edilmesi şarttır diyen Kurtulmuş, yeni bir küresel siyasi mimariye mutlak ihtiyaç olduğunu dile getirdi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, parlamenter diplomasi alanındaki bütün faaliyetlerde, Filistin Meselesini ve Gazze soykırımını en keskin biçimde dile getirmeyi sürdürüyor. Türkiye bütün kurumlarıyla, Filistin halkının haklarının korunması ve teslimi konusunda son derece kararlı bir politika izliyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, iştirak ettiği her toplantıda ve gerçekleştirdiği her diplomatik temasta, Gazze'de devam eden soykırımın durdurulması için çaba sarf ediyor.

Son olarak Riyad'da düzenlenen İslâm İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Ligi Bakanlar Zirvesinde, soykırım yapan Siyonist İsrail'in zorlayıcı eylemlerle baskı altına alınması çağrısında bulundu. Fidan bu kabil çağrılarını öteden beri tekrarlıyor. Bu arada, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açmış olduğu soykırım suçu davasını ve az sayıdaki Batılı ülkenin müspet tavrını bir kenara koyarsak, Türkiye'nin yaptığı gibi, insan hak ve hukukunun korunmasına dair çabalar, maalesef yok denecek kadar sayılı.