Canımız da ciğerimiz de yanıyor!..

"Alevlerin ortasındayız… Allah'ım sen yardım et!" Canhıraş şekilde yangına müdahale etmeye çalışan orman işçisi böyle haykırıyor… Eskişehir'de başlayıp Afyonkarahisar'a uzanan korkunç yangın…

Alevlerin arasında can veren beş orman işçisi ile beş AKUT görevlisinin acısı yürekleri yaktı… Her birinin hayat hikâyesi acı ve tatlı yönleriyle ayrı bir dünya. TUSAŞ başmühendislerinden Muharrem Can mesela… 15 seneden beri AKUT gönüllüsü olarak nice afetlerde görev yapmış… Acıları çok büyük. Hepsinin geride kalan aile efradına Allahü teala sabır ve metanet versin. Cumhurbaşkanı'nın dün cuma namazı çıkışında dile getirdiği üzere, Türkiye hakikaten büyük bir felaketle karşılaştı. Yakın zamana kadar, orman yangınlarında can kaybı olmamasıyla teselli buluyorduk. Ancak bir hafta önce de, yangına müdahale eden Bergama Orman İşletme Müdürü Şahin Dönertaş'ı kaybettik. Eskişehir Seyitgazi'de başlayıp Afyonkarahisar'a kadar uzayan ve on kahramanı hayattan koparan felaket, son yılların en elim hadisesi oldu. Bu sene çok erken başladı yangın olayları. Geçen seneye göre yangın sayısı da çok fazla. Bütün tedbirlere rağmen, bütün ikazlara rağmen… Sakarya'dan başlayıp ta Bilecik'e kadar her şeyi yakıp yıkan yangınlar korkunç tahribat yaptı. İzmir, Muğla, Manisa'da, daha önce aynı anda ve birkaç ilçede birden baş gösteren yangınlar çok yıkıcı oldu. Canlı türü olarak hayvan ve bitki… Ekosistemi tamamen tahrip eden yangınlar ürkütücü boyutta. İzmir ve Bilecik, genel hayata etkili afet bölgesi olarak ilan edildi. Yaz mevsiminin tam ortasında ve sıcaklıkların en yüksek derecede seyrettiği bir dönemdeyiz. Tehlike çok büyük. Sakarya, İzmir, Manisa, Uşak, Muğla, Antalya (Aksu, Muratpaşa ve Manavgat ilçeleri), Adana, Karabük, Tekirdağ, dün itibarıyla aynı anda yangınların devam ettiği illerimiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın işaret ettiği üzere, bu yangınlara müdahale etmek üzere 27 uçak, 105 helikopter ve altı bin kara aracı aktif olarak görev başında idi. Ne var ki, tabiat şartlarının olumsuz olduğu bir vasatta… Ne kadar güçlü müdahalede bulunsanız da, netice almak kolay olmuyor. Şimdiye kadar toplam 120 mahalleden tahliyeler oldu. 311 mesken ve 16 iş yeri yıkıldı veya ağır hasar aldı…

Yangınlara karşı AFAD, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Sahil Güvenlik Komutanlığı seferber olmuş durumda… İnşallah önümüzdeki dönemde, son bir buçuk ayda yaşadığımız felaketlerin benzerleri tekrar etmez. Ancak bu temennilerin gerçekleşmesi için de, herkesin pürdikkat yangına karşı hassasiyet göstermesi şart. Eylül – ekim ayına kadar, durum kritik. Hâlâ daha anız yakmalarından, sigara izmaritinden, çöp yakılmasından, mangal ateşinden ve buna benzer ihmal, sorumsuzluk ve dikkatsizlikten kaynaklanan yangınlar söz konusu. Kasıtlı yangınlara gelince, bu mesele apayrı bir konu… Orman yangınlara kasten sebebiyet verenlerin gözünün yaşına bakmamak şart!.. Diğer taraftan orman yangını sebeplerinden biri olarak, enerji kaynaklı (yani elektrik telleri ve tesisatından sadır olan) yangınların çoğaldığına dair iddialar da dolaşımda. Bu iddiaların doğruluğu veya yanlışlığı veyahut kısmen doğruluğu konusunda, ilgili mercilerin açıklamalarına bakmak gerekiyor. Zira bu konuda kasıtlı haberler de pek fazla dolaşıma sokuluyor… Bu da ayrı bir fitne. Kim veya kimler buradan nasıl bir şey devşirmek istiyor, pek dikkatli şekilde tahkik etmek lazım!.. Elbette resmî veya özel kesimden herhangi bir ihmal varsa üzerine gidilmesi mecburiyettir. Fakat sureti haktan görünüp, bir felaket sebebiyle bozgunculuk yapmak isteyen tiplerin de az olmadığını unutmayalım. Orman yangınlarına karşı bütün toplum kesimleri dikkatli ve uyanık olmak zorundadır. Bu hiç şüphesiz bir vatandaşlık görevidir. Ormanlara kasteden hasta ruhlu kişilerin varlığı da bir vaka. Bunların tespitinde ve yakalanmasında, toplumun emniyet ve adli makamlara yardımcı olması zarurettir. Ormanlarımızın muhafazası, tabiat varlıklarının korunması, bugünkü ve yarınki nesillerin hayatlarının idame ettirilmesi için alternatifi olmayan konudur. Bu konuda ne kadar titizlik gösterilse azdır…