Türk modernleşmesinde eğitim yanlış tercih mi

Gerek Osmanlı gerekse Türkiye Cumhuriyeti Devleti kalkınma-gelişme yolunda önemli ölçüde emek sarf etti. Bunun için bazı tercihlerin yapılması gerekiyordu. Geçen gün sosyal medyada A. İlhan'ın (1925-2005) bir konuşmasında Türk (eğitim), Japon (Teknoloji) ve Rus (Kültür) kalkınma ve gelişmesinin tercihlerine (parantez içinde) dikkat çekiyordu. Yazara göre Türk kalkınma ve gelişmesi (Aydınlanması) "Batının eğitimle kalkındığı düşüncesine" dayanıyordu. "Eğitimle başlanıldı ama yabancı dille yapılarak çok yanlış" yapıldı. Ona göre Ruslar da yanlış yapmıştı, Japonlar ise başarmıştı!

Hipotezi eğitim üzerine kurarsak "kalkınma ve gelişme başarılı ise eğitim sistemi de başarılı" şeklinde bir çıkarım yapılması gerekir.

Hiç şüphesiz eğitim kurumları bir toplumun en önemli kurumudur. Bir toplumdaki siyaset, din, ekonomi ve aile gibi kurumlar eğitimin merkezde olduğu bir sistem içerisinde etkileşim içerisindedir. Toplumun sahip olduğu kurumların insan kaynağı da eğitim kurumlarında yetişmektedir. Bu yönüyle yükselme ile eğitim ilişkisi diğer kurumlardan daha önemli bir konumdadır. Ama eğitim ülkenin ihtiyacı olan nitelikli insan kaynağını yetiştirdiği sürece.

İnsan sermayesi

Toplumların kalkınma ve gelişmesinde bireylerin bilgi ve becerilerinin geliştirilmesi epeyce taraftar bulan bir düşüncedir. Bu düşünceler toplumsal değişimde "Beşeri Sermaye Teori" olarak adlandırılmaktadır…

Bu teorinin temel varsayımlarını (tezlerini) şu şekilde özetlemek mümkündür (Şimşek H., 2008. Eğitim ve Toplumsal Değişme. Eğitim Sosyolojisi ve Felsefesi, S: 66).

-Eğitimli insan daha üretkendir.

-Daha üretken birey daha fazla kazanır.

-Daha üretken ve daha fazla kazanan bireylerde oluşan toplumlar daha hızlı kalkınır…

Türk-İslam dünyasının insan sermayesi kalkınma ve gelişmeyi sağlamak için yeterli midir Bu soruya cevap vermek için öncelikle bu ülkelerin gelişmişlik durumunun ne olduğu ortaya konulması gerekir.

Türk-İslam dünyası

Dünyada Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 193 ülke bulunmaktadır. Devlet benzeri özel bölgeler dikkate alındığında bile yeryüzünde 210 ülkeden/devletten bahis etmek mümkündür. Bu ülkeler arasında gelişmiş ülke (GÜ) sayısı 35 kadardır. Türk-Müslüman ülkeleri arasında GÜ sınıfında bir ülke bulunmamaktadır. Dünyada en az gelişmiş ülke sayısı ise 49'dur. Maalesef Türk-Müslüman ülkeleri bu grup içerisinde yer bulmaktadır.

Eğitimin toplumun değişme ve dönüşmesinde önemli olduğunu düşünmekteyim. Ancak her ülkede eğitim sistemi/kurumları olmakla birlikte bilimsel/teknoloji üretimi yeterince yoktur. Belki de Türk aydınlanması bunu başaramadı.

Kurşundan bir yük

Necip Fazıl Kısakürek'in beğenilerek okunan Sakarya Türküsü şiirinde şunu yazmakta:

Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük / Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine / Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.