Cumhuriyetin tüm kurumlarını birer birer ortadan kaldırmayı görev bilen Saray, "monşer" diye nitelediği meslek memurluğundan gelme diplomatları Dışişleri Bakanlığı'ndan büyük ölçüde tasfiye etti. Yerlerine Saray'ın özel seçtiği adlar getiriliyor.
Katar Büyükelçisi Mustafa Göksu veeşi Kübra Göksu
Bunlardan biri de Katar büyükelçisi, ilahiyat doktoralı M. Mustafa Göksu. Saray'ın görevlendirdiği birçok kamu görevlisi gibi Göksu da imam hatip okulu mezunu. Gaziosmanpaşa İmam Hatip Lisesi'nden sonra Medine İslam Üniversitesi'ni bitirmiş. Ardından Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde yüksek lisans ve doktorasını yapmış. Ardından, Amerika'daki ilk aziz, Limalı Aziz Rose anısına kurulmuş olan Katolik okulunda eğitim görmüş.
1999-2005 yılları arası Almanya'da ayakkabı ve terlik pazarlama alanında iş yapan Gezer GMBH'nin ve Suudi Arabistan'da IDB Hotel Management şirketlerinin kurucu genel müdürlüğünü üstlenmiş. Riyad'da TC Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Körfez Ülkeleri Temsilciliği yapmış. AKP iktidarının FETÖ'cülerin yurtdışında açtığı okullara seçenek olarak kamu gücünü kullanarak kurduğu Türkiye Maarif Vakfı'nın mütevelli heyet üyeliğinde bulunmuş.
Tüm özgeçmişinden anlaşılacağı üzere Mustafa Göksu, AKP iktidarının örnek büyükelçilerinden.
ÇÜRÜMÜŞ TOPLUMU KİM ARAŞTIRACAKKüçücük yaşta öldürülen Narin'in öldürüm dosyası, aslında bir toplumbilimsel araştırma konusu olmalı.
Bir köyde yaşanan akıl almaz karmaşık ilişkiler, yıllardır yaşanan baskıcı rejimin toplumu nasıl çürüttüğünün de bir göstergesi olarak ele alınabilir.
Olayın hemen başında AKP'li Diyarbakır milletvekilinin, "Onlar molla soyundan geliyor" diyerek olası sanıklara sahip çıkmasından tutun; muhalif kanalların her alanda görüş bildirmekten usanmayan gözde isminin öldürümü gerçekleştiren aile üyelerini korumaya çabalamasına değin toplumdaki çürümeyi örtmeye yönelik girişimlere gelince... Onlar da iletişim alanını ilgilendiriyor.