Osmanlı Millet Modeli İradesi
Mehmet Uçum, Türkiye'de siyaseten yaşanan kurguların ardında yer alan Saray'daki şahin takımının başı olarak nitelendiriliyor. Uçum'un geçtiğimiz günlerde kaleme aldığı yazı, Türkiye'nin nereye evrildiğinin göstergesi açısından dikkat çekici.
Uçum, "başkanlık" diye tanımladığı Saray rejimini "demokratik cumhuriyete en uygun hükümet modeli" olarak tanımlıyor. Ona göre, başkanlık modelini "yurtsever demokrasi" dediği şey tamamlıyor ve bu sistemde ülke liderliği; halk tarafından doğrudan ve salt çoğunlukla seçilen, cumhuriyeti ve milletin birliğini temsil eden başkana veriliyor. Başkan, hem halkın başkanı hem de devlet başkanı sıfatlarına sahip oluyor ve böylece devletin işleyişi tümden halk iradesine (!) bağlanıyor.
Aslında demek istediği, tüm iradenin Saray'a bağlanmış olduğu...
Uçum, bir "milli hukuk"tan da söz ediyor. Bu tanımı, hiç kuşkusuz "Saray hukuku" diye algılamak gerekiyor. Ona göre; milli hukuk, yurtsever demokrasinin (yani ülke liderliğini ve halk iradesini tümüyle Saray'a devreden şey) pozitif hukuku niteliğinde.
Anlayacağınız; muhalefet liderlerinin, belediye başkanlarının, cumhurbaşkanı adaylarının, Saray'ı eleştiren gazetecilerden tutun (en son örnek Fatih Altaylı'dır) öğrencilere değin yurttaşların her gün düzenli olarak içeri atılması, "başkanlığın yurtsever demokrasisinin yarattığı milli pozitif hukuku"nun sonucu!
Uçum, öngörülerinde bu kadarla da yetinmiyor.
Ona göre, artık uluslararası sözleşmelerden oluşan ve bugün çöküş yaşadığına inandığı dış hukuk düzeni; bir üst otorite gibi iç hukuk düzenine asla üstün tutulmayacak!
İç hukuk düzenine üstün tutulmamasını istediği uluslararası sözleşmelerden kastı ne olabilir
Örneğin, başlangıç bölümünde "insanın zorbalık ve baskıya karşı son çare olarak başkaldırmak zorunda kalmaması için insan haklarının hukukun egemenliğiyle korunmasının önemi"ne vurgu yapan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi olabilir.
Öyle anlaşılıyor ki Saray şahinlerinin "milli hukuk" dedikleri şey, dönüyor dolaşıyor, "başkan"ın yetki ve iradesinin sağlamlaştırılması demek oluyor. Uçum da onu söylüyor zaten:
"Günümüzde ulusal demokrasiler, milli iradenin (Saray iradesi) ülke hukukunu (Saray hukuku) belirleme iktidarını koruyarak yurtsever demokrasi (Saray yönetimi) olur."