Öngörüsüzlüğün Yarattığı Boşluk

Siyasetin genel durumuna bakıp bir gelecek tasarımı yapabiliyor muyuzBir düşünüş tutarlılığı, çizgisi, tutumu görebiliyor muyuzÖrneğin, 1960'lı yıllarda "ortanın solu" diye başlayıp daha sonra "demokratik sol"a evrilen bir öngörüye tanık olunuyor muYurttaşlara ve gençlere içtenlikle "Bu düzen değişmelidir" gibi üç sözcükten oluşan çarpıcı ve kararlı bir gelecek beklentisi sunan var mı"Ortanın solu" ve "demokratik sol"u anlatmak üzere sanattan siyasete birçok alandan yetkin yazılara yer veren Özgür İnsan dergisine benzer bir yayın organı çıkıyor mu"Ulusal petrol davası", "İşçiye ücretli tatil, ev", "Toprak işleyenin, su kullananın" gibi üzerinde çalışılmış, altı doldurulmuş bir sıyrılış, kurtuluş dizgesi sunan hazırlıktan söz edilebiliyor muBunca yoksulluğa ve talana karşı "vurguna, soyguna, sömürüye" karşı somut çareler üreten bir önderlik bulunuyor muGeçmişte olduğu gibi "Devlete de servete de kul olmayacağız" demek yerine "kul hakkı"nı dile getirenlere rastlanmıyor muMehmet Ali Aybar gibi, Atatürk'ün "Yabancı bir devletin himaye ve desteğini kabul etmek, insanlık özelliklerinden mahrumiyeti, beceriksizlik ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir" değerlendirmesini kendisine hedef seçmiş bir sosyalist siyasetçi gözüküyor mu ortalıkta Bağımsızlığı, kamusal kalkınmayı, ulusal güce ve birikime dayalı ekonomiyi düşleyen bir siyasi programı harekete geçirmekte kararlı olan kadrolar çıkmış gözüküyor muBu soruların olumsuz yanıtlandığı bugünkü ortamda; siyasetçilerin çoğunluğunun asgari ücretin 10 katı maaş almanın mutluluk ve rahatlığı içinde, yeni dünya düzeninin öngördüğü küresel dayatmalar çerçevesini aşmayan lafazanlıklarla gün geçirdiklerine tanık olunuyor.Bu yüzden seçmen, hem düşünsel öğreti hem de iç yapılanma açısından birbirine benzeyen siyasi partiler arasında seçim yapmakta zorlanıyor, dolayısıyla demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla yaşama geçirilmesi de giderek zorlaşıyor.Asıl aşılması gereken sıkıntı budur.KAYGILARIN SONUCUGeçen hafta bu köşede yayımlanan topluma bayatlamış, yıpranmış dayatmalar değil; dürüstçe, yiğitçe, akıllıca sunulacak diri çözümler gerektiğine ilişkin yazımız üzerine Cumhuriyet okuru