Epeydir bir Karagöz-Hacivat oyunu içindeydik.
Kifayetsiz muhteris muhalif rolündeki, haftada bir kürsüye çıkıyor, bildik gazelleri ile Saray'dakini çağırıyordu. Saray'daki paldır küldür perdeye çıkıyor, aralarında başlattıkları atışma, sahte bir tartışmaya dönüşüyordu. Gidilen her seçimde de Saray'daki şamar oğlanına çevirdiği muhalifi bir güzel pataklıyordu.
Milletvekilinden belediye başkanına tümü bu ikili tarafından seçilmiş olanlar, perdeye birtakım hayali karakterler olarak girip çıkıyor, aykırı söz söylemeye kalkınca, onlar da pataklanıp gölge oyunundan karga tulumba atılıyordu.
Dönüp dolaşıp Saray'ın gücünün ve yetkilerinin giderek artırıldığı oyunun adı "milli irade"ydi, görüntüyse iradesiz milletti.
Ne zaman kifayetsiz muhteris muhalif, seyircinin iradesiyle perdeden kovuldu, işler değişti. Seyirci, Saray'dakinin karşısına, hiç de istediği gibi pataklayamayacağı dişli karakterler çıkarılmasından yana olunca oyun tersine döndü.
İşte, 2024 yerel seçimlerinden bu yana yaşanmakta olan dönüşüm, yeni oyun kurulmasını isteyenlerle, sahneye gitmemek üzere çöreklenmekte inat edenler arasında süren toplumsal hareketliliğin bir göstergesidir.
Saray ve saraycılar, kurdukları ve giderek kokuşan düzenlerini bir süre daha ayakta tutabilme çabası içindeler. ünkü bıkkın halk, onlar iktidardan uzaklaşsın istiyor. Muhalefetin, Saray'ın yoksulluk ve adaletsizlik üreten politikalarına karşı gerçekçi bir direnç gösteren yeni kadrolarını yeni seçenek olarak görüyor.
Saraycı takımın CHP'ye toptan saldırmasının nedeni budur.
CHP'nin cumhurbaşkanı adayı başta olmak üzere yerel iktidarının simgeleri olan belediye başkanların ile kadrolarının neredeyse toptan cezaevine atılması, partinin kayyuma devri kurgusu, kurultayının ve iç dengelerinin karıştırılmak istenmesi ve son olarak belediye başkanlarını tehdit, şantaj ve her türlü etik değerden uzak vaatlerle Saray himayesine alınmasının bir tek gerekçesi vardır:
İktidar, gidici olduğunun ayrımındadır. O yüzden halk katında CHP'yi değersizleştirme, güçsüz gösterme peşindedir.
CHP, bu süreçte, iktidarla yürüttüğü çetin mücadelede yara almamak için partinin çizgisinden ve dünya görüşünden uzaklaşan ilkesiz ve tutarsız kadrolardan sıyrılmak zorundadır.