İmralıdakinin Peşinden Gidenler
Bir yanda terör örgütünün üç beş silahı teslim etme törenleri düzenlenirken diğer yanda İmralı'daki büyük büyük konuşmalar yapıyor, "komünalist yoldaşlık hareketi"nin son aşamasını açıklıyor!
Devlet Bahçeli'nin tanımıyla "kurucu önder", demokratik toplum manifestosu dediği bir şey hazırlamış. Manifesto, "Kürdistan devriminin yolu" manifestosunu ikame ediyormuş. Dahası, Kürt tarihsel toplumu için değil, bölgesel, küresel toplum için tarihsel, toplumsal bir içerik taşıyormuş. Pozitif entegrasyonalist (Ne demekse) bir perspektifle hedefe ulaşılıyormuş. O denli şaşaalı yani!
Açık söylemek gerekirse Bahçeli'nin deyimiyle "kurucu önder"in ifadelerini okuduğunuzda özsever (narsist) bir kişilikle karşı karşıya olduğunuzu anlıyorsunuz.
Ne de olsa "kurucu önder". ok özel, üstün ve benzersiz bir insan ister istemez.
Kendisini ve 50 yıldır bu ülkenin başına ördüğü kanlı çorapların övgüsünü yaptığı bölümleri bir yana koyarsak demek istediği tek tümcede özetleniyor aslında:
"PKK ulus devletçi bir amaçtan vazgeçmiş, bu temel amaçtan vazgeçişle birlikte temel savaş stratejisinden de vazgeçmiş, varlığını sona erdirmiştir."
Ancak şart koşuyor İmralı'daki:
"Yapılan, silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir."
Söylediklerinden şöyle bir böbürlenme çıkıyor: 50 yıldır sürdürdüğümüz terör ile başarıya ulaştık, sıra geldi, siyaseten ve hukuken istediklerimizi gerçekleştirmeye.
Saray ve ortakları, böyle kibirli bir senaryoya boyun eğmiş gözüküyorlar.
Bakmayın siz, AKP'lilerin, "Bu adımlar, hiçbir şekilde bir pazarlığın parçası olmayacak" demelerine.
Manifestocu İmralı ve DEM, Saray ile anayasa pazarlığı yürütüyor. Yeter ki Saray'daki AKP'li ömür boyu seçilsin.
Öyleyse 1923 Cumhuriyeti yerine, siyasi etnikçiler ve siyasi dinciler eliyle "Türkiye'nin yeni yüzyılı"nı kurmak için vur CHP'ye.
ŞEHİT UYGULAMASIMehmetçiği hiçbir önlem almadan metan gazı dolu mağaraya sokanların bir başka "şehit" uygulamasını, İYİ Partili Buğra Kavuncu Meclis kürsüsünden aktardı:
"Özel harekât polisi Tekin Tuturga İdlib'de hayatını kaybetmiş: Önce 'şehit' demişiz. Şehidimizi bayraklara sarılıp yapılan törenden sonra, aradan beş yıl geçmiş, SGK çıkmış demiş ki: 'Zaten kalp hastasıydı, dolayısıyla şehit sayılmaz.' Bugüne kadar yapılan ödeme olan 1.5 milyonluk farkı da geri talep ediliyor."