AKP ve iktidar ortaklarının, oy oranları geriledikçe CHP'yi ve CHP'li belediyeleri şeytanlaştırarak kamuoyunu yönlendirmeye çabalaması karşısında çok daha özenli davranmak gerekiyor.
CHP'li belediyeler, halkçı tutumun gereği olarak iki işlevi yerine getirmekle yükümlü görünüyor:
- Derin yoksullaşma ortamında iktidar ortaklarının zayıflattığı sosyal devletin görevlerini üstlenmek, halkın beslenme, giyinme, barınma vb. zorunlu temel gereksinimlerini sağlamak.
- 22 yıldır eğitim, kültür, sanat alanındaki çoraklaşmaya karşı halkın bilincini diri tutmak, estetik algısını yitirmemesi için önlem almak, eğitimdeki gericileşmeye karşı halk eğitimine önem vermek.
CHP'li belediyelerin bu iki alanda kimi girişimlerde bulundukları gözleniyor ancak bunların yeterli olduğu söylenemez.
Buna karşılık, daha çok görünür ve göz alıcı olabilme kaygısı ile yapılan popüler izlence ve etkinliklere öncelik verildiğine tanık olunuyor.
En son, AKP'nin muhalefete yönelen silahı haline gelen yargıyı kullanarak hedefe koyduğu Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği Ebru Gündeş konseri bunlardan biri.
Hiç kuşkusuz, özellikle AKP'nin yok saymayı amaçladığı ulusal günlerin hep birlikte coşkuyla kutlanması çok değerlidir. Ancak bunun karşılığı, iktidar ortaklarının yarattığı büyük ekonomik bunalım ortamında düzenlenen konserlere büyük kaynaklar aktarılması olmamalıdır. Hele de iktidardakilerle işbirliği içinde yolsuzluklara karışmış, bu yüzden Türkiye'nin adını uluslararası alanda kirletmiş Rıza Sarraf gibi bir ismin eski eşine aktarılması hiç olmamalıdır.
Karaparayla alınmış yalılarda gününü gün edenlerle, halkın yakıcı sorunları umurlarında olmayanlarla neyi kutlayacağız ki biz
OSMANLI MİLLET MODELİ TUTKUSUAKP, iktidara geldiğinden bu yana "Osmanlı millet modeli" tutkusundan hiç vazgeçmedi.
Saraycı sistemin altyapısını oluşturması öngörülen bu model, adı üstünde, ulus devlet yapısını yok ederek ümmet ve etnik kimlikler üzerinde kurgulanan bir sistem öngörüyor.
En son, geçtiğimiz yıl sonunda AKP'nin iktidar ortağı HÜDA PAR Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, partisinin programında da yer alan "eyalet sistemi, özerklik ve federasyon" isteklerini dillendirmişti.
Aslında bu istek, HÜDA PAR üstünden AKP'nin gündeme taşıdığı bir sistem öngörüsüydü: Saray'da oturan halife sultan, çeşitli etnik kimliklere bölünmüş ümmeti yönetecekti.