Mehmet Akif, sömürgen Batı'yı "tek dişi kalmış canavar" olarak tanımlamayı yeğlemişti.

Oysa yaşadığımız süreç, dünyayı kemiren o canavarın çok dişli olduğunu sergiliyor.

Bir yanda, refah, bolluk, huzur içinde yaşayan Batı, diğer yanda Batı'nın çıkarları için birbirine kıyan, ülkelerini yıkan, kan içindeki Doğu.

Biri, dinde reform yapmış, aklını kullanarak uygarlığa ulaşmış, geri kalmış toplumları da sömürerek varsıllaşmış, üreterek kalkınmış Batı.

Diğeri, yüzyıllar öncesinde donup kalmış kalıplarla aklı reddetmeye ısrarla devam etmiş, bağımlılığı ve sömürülmeyi kabullenerek geri kalmış, kendini, yurdunun kaynaklarını tükettirerek yoksullaşmış bir coğrafya.

Biri, korkunç silahları üreterek kendini savunmaya yönelik oluşturduğu dehşet dengesi içinde barış için yaşıyor; diğeri, o silahları üretenlerin çıkarları uğruna kendilerine satılan ölüm araçlarını kullanarak birbiriyle şiddet, dehşet, acımasızlıkla sürekli savaşıyor.

Canavarlar adına canavarlaşanların, dişliler adına dişlerini döken akılsızların, yüzyıllardır yaşadıklarından ders çıkarmayan, akıllanmamakta, yüzyıllar öncesinde kalmak için direnenlerin döngüsüdür bugün Ortadoğu'da olup bitenler.

Rusya Suriye'de ödün verdi, uzun süredir desteklediği Esad ailesi diktasının yıkılmasına göz yumdu.

Bunun karşılığı mutlaka olacaktır.

O karşılığın, Trump'ın başa geçtikten sonra Ukrayna olacağı ufukta görünmektedir.

Esad, mal varlığı ve ailesi ile birlikte Rusya'dadır. Sıra Zelenski'ye gelecektir.

Casus takası gibi...

Saray fazla konuşmuyor, yerine MHP'yi konuşturuyor. Ortadoğu'da sınırlar, emperyalizm tarafından yeniden çizilirken büyük oyunu yürütmek üzere Türkiye'de AKP-MHP-DEM birlikteliği oluşturuluyor.

Bu birlikteliğin temel taşlarını DEM Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, geçtiğimiz günlerde TBMM'deki konuşmasında ortaya koydu.

Devlet Bahçeli