Boykot İsrail zulmünü unutmamanın adıdır

Gazze'de ateşkes imzalandı. Bu sabah esir takası başladı. Sosyal medyada ise İsrail ürünlerine olan boykotu sulandırmak için "Artık kola içip hamburger yiyebileceğiz" videoları çekilmeye başlanmış.
Hem de Gazze'deki enkazın altındaki binlerce çocuğun cesedi bulunmadan ve bebeği kucağında ölen annenin gözyaşları dinmeden.
Gazzeliler iki yıldır işgale, soykırıma, açlığa, ölüme direndi ve kazandı. Sen de altı üstü hayatın akışı içerisinde kullandığın markaları değiştireceksin. Bu kadar zor olmasa gerek.
Şunu asla unutmamalıyız. Ateşkes bir barış değildir. İsrail hala işgalci bir devlettir. Abluka ve işgal hala sürüyor. Filistinliler hala temel hak ve özgürlüklerinden mahrum.
Boykotun hedefi, sadece bombardımanı durdurmak değil, soykırımı mümkün kılan sistemi zayıflatmaktır.
"Savaş bitti" bahanesiyle boykotu gevşetmek, gerçekleri görmezden gelmek anlamına gelir.

BOYKOT SAVAŞIN GÖRÜNMEYEN CEPHESİDİR
Boykotu da asla küçümsememeliyiz. Ekonomik boykot, savaşın görünmeyen bir cephesidir. Çünkü İsrail, askeri olarak güçlü ancak ekonomik olarak zayıf bir devlettir.
Boykot onun yumuşak karnına dokunur. Bu markalar küresel pazarlarda İsrail'e ekonomik oksijen sağlar.
Savaşın durması vicdanların sustuğu anlamına gelmemeli. Bugün sessiz kalmak, yarın yeni soykırımlara zemin hazırlar.
"Bir kahveyle neyi değiştirebilirsin" diyenlere sadece şu cevabı verebiliriz: Büyük dönüşümler, küçük ama tutarlı vicdan eylemleriyle başlar.
Boykotun gevşemesi ise İsrail'in en büyük zaferi olur. İsrail bu savaşı dünyanın unutkanlığıyla kazanır.

UNUTULAN SOYKIRIM TEKRARLANIR
Tarihte hiçbir işgal "iyi niyetle"