Erdoğan ve Trump yarın görüşecek.
Bu görüşmeye dair ortaya saçılan iddialardan biri de Trump'ın bize ait olan 694 milyon tonluk nadir toprak elementini talep edeceği...
Bu konuda bilgisine güvendiğim ekonomist Bartu Soral'a sordum: Erdoğan'ın 2022'de "müjde" olarak açıkladığı 694 milyon tonluk nadir toprak elementi rezervinin, 25 Eylül'deki kritik görüşmede ABD Başkanı Trump tarafından talep edileceği iddia edildi. Bu neden önemli
Bartu Soral
Soral'ın cevabı şöyle oldu: "Bunun önemini anlamak için 21. Yüzyıl'da küresel rekabetin hangi sektörlere kaydığına bakmak gerekiyor. Zira o sektörlerde rekabet edebilmeniz için nadir toprak elementlerine hâkim olmanız gerekiyor. 2024 itibariyle dünyadaki en büyük sektör 6 trilyon 815 milyar dolar piyasa değeri ile yarı iletkenler. Salt yarı iletkenler değil; yarı iletkenler ve mikro çip kullanılarak üretilen sektörleri de hesaba katmak gerekiyor. Yazılım altyapısı, internet perakendesi, bilgisayarlar, rüzgâr ve güneş enerjisinden elektrik üreten teknolojilerin tamamı yarı iletkenlere ve çiplere bağlı. Bunları da hesaplayınca karşımızda artık 15 trilyon dolarlık bir piyasa ile dünya devi bir sektörler topluluğu çıkıyor. 2023 sonu itibariyle in toplam yarı iletken satışının yüzde 30'unu tek başına yapıyor, toplam 157 milyar dolar satışı var. ABD, 1980'li yıllarda yarı iletken sektöründeki satışın yüzde 55,5'ini ve 2000'li yılların başında yüzde 33'ünü gerçekleştiriyordu. Bugün ise payı yüzde 25. AB'nin 1990'ların sonunda yüzde 20 olan payı 2023 sonunda yüzde 10,6'ya geriledi. Yarı iletkenler sektörü, şirketlerin piyasa değeri itibariyle dünyanın en büyük sektörü haline gelirken, hızla büyüyen bu sektörde in dünya liderliğini yakalamış durumda. Entegre devre ve çip pazarında da durum farklı değil. 2022 itibariyle in'in entegre devre ve çip ihracatı 155 milyar dolarken, ABD'ninki 52 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Bugün in, ABD'ye kıyasla üç kattan fazla entegre devre ve elektronik bileşen ihraç etmekte ve yedi kattan fazla entegre devre ve elektronik bileşen ithal etmektedir. Kavganın esas sebebi bu. ünkü bu ürünlerin üretimi için nadir toprak elementlerine, galyum ve germanyum gibi değerli madenlere ihtiyacınız var. Bunlar olmazsa, rekabet edebilecek maliyetlerde üretim yapamazsınız. Grafik bize 2023 yılı itibariyle nadir toprak elementleri üretiminde küresel payları gösteriyor. Görüldüğü üzere nadir toprak elementleri üretiminde in küresel pazarı tamamen ele geçirmiş durumda. 2023 yılı itibariyle toplam 353,7kt yani 353,7 bin ton olan nadir toprak elementi üretiminin 240kt'si yani yüzde 68'i tek başına in tarafından yapıldı. ABD'nin payı 43kt yani yüzde 12. 2013-2023 arası in'in nadir toprak elementi üretimi yıllık ortalama yüzde 9,9 oranında büyümüş."
Soral, 2023 yılı itibariyle in'in, dünya Galyum tedarikinin yüzde 98'ini ve Germanyum tedarikinin yüzde 60'ını sağladığını belirtiyor. in'in 2023 yılının 1 Ağustos'undan itibaren uygulamaya koyduğu ihracat kontrolleri yani kotalarla bu hammaddelere bağlı bütün üretim zincirleri aksamaya başladı. Bu konuda ABD Uluslararası Ticaret Komisyonunun 4 Mart 2024 tarihli raporunda; ABD'nin küresel güç olma özelliğini in'e kaptırmaması için nadir toprak elementleri ve değerli madenlerde in'in tekelini kırmak zorunda oldukları yazıyor. Aksi takdirde in'in uygulayacağı her ambargoda bu hammadde fiyatlarının yükseldiği ve ABD için rekabetin mümkün olmayan noktaya kaydığı belirtiliyor.
Soral'a göre, bir diğer konu da enerji, bakın ne diyor: "Malumunuz rüzgar ve güneş enerjisi kullanarak elektrik üretimi fevkalade önem kazandı. Fosil yakıtların maliyet yüksekliği ve çevreye verdiği zararlar her platformda anlatılıyor. Rüzgar türbinlerinin birincil ürünü nadir toprak elementleri, özel metaller ve hammaddelerle dolu mıknatıslardır. Bu mıknatıslar olmadan rotor kanatlarının hareketi elektriğe dönüştürülemez. Bu sebeple rüzgar enerjisinden elektrik üretiminde kullanılan rüzgar türbinlerini üretmek için de nadir toprak elementlerine ihtiyacınız var. Güneş enerjisinin hücre ve invertörlerini üretmek için de mikro çipler ve yarı iletkenler kullanılıyor. Örneğin, in'in güneş enerjisi endüstrisi, polisilikondan bitmiş ürüne kadar küresel tedarik zincirinin her aşamasına hakim durumda. in'deki modül üretim kapasitesi geçen yıl yaklaşık 1.000 Gigawatt'a ulaşarak dünyanın geri kalanının toplamının neredeyse 5 katına çıktı. in şu anda dünyanın her yıl ürettiğinin iki katından daha fazla güneş modülü üretebiliyor. Polisilikon, wafer, hücre ve bitmiş modüller artık ortalama üretim maliyetlerinin altında satılıyor. ABD, 2012'den bu yana inli güneş enerjisi üreticilerine anti-damping vergisi uyguluyor. AB, in ile bu alanda rekabette havlu atarak 2018'de bu önlemlerden vazgeçti ve in'e bağımlı duruma geldi. İşte ABD için en önemli açmaz budur."