Yılın en başarılı oyunu arada kaynamasın

Bu yıl 27. Kez düzenlenen Afife ödüllerinde "En İyi Kadın Oyuncu" ödülüne layık görülen Sükun Işıtan'ın DT Genel Müdürü Tamer Karadağlı'ya teşekkür etmesi çok gürültü koparmıştı. Oyuncunun bağlı bulunduğu kuruma ve o kurumun genel müdürüne teşekkür etmesinden daha doğal ne var anlamış değilim. Tepki göstermek tabii ki demokratik hak. Seversin sevmezsin o da ayrı konu ama bunu dakikalarca uzatmanın ve dışarıya taşımanın hiç gereği yoktu. Neyse bu konu, oyunun ve oyuncunun başarısını gölgelemesin. Afife jürilerinin bir bildiği var ki, Devlet Tiyatroları oyunu Medea Material'i ödüllendirdiler.

Ankara DT ve İstanbul DT ortak yapımı oyun, "Yılın En Başarılı Oyunu" dahil aldığı 5 ödülle gecenin yıldızı oldu. Oyunun rejisörü, Ayşe Emel Mesci, "Yılın En Başarılı Yönetmeni" ödülünün sahibi olurken; "Medea" karakterine hayat veren Sükun Işıtan da az önce belirttiğim gibi "Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu" seçildi. "Yılın En Başarılı Sahne Tasarımı" Murat Gülmez'e, "Yılın En Başarılı Işık Tasarımı" da Yakup Çartık'a takdim edildi. Oyunun başarısının tesadüf olmadığı aldığı diğer ödüllerden belli. Kimsenin aklında Afife ödülleriyle ilgili bir şüphe kalmaması açısından hatırlatayım.

Medea Material geçtiğimiz ay Tiyatro Eleştirmenleri Birliği (TEB) tarafından açıklanan 32. TEB Tiyatro Ödülleri'nde de "Yılın Oyunu" seçilmişti. Oyuncu Sükun Işıtan ise İsmet Küntay Tiyatro Ödülleri'nde yine "Yılın En İyi Kadın Oyuncu Ödülü"ne layık görüldü. Deneyimli rejisör Ayşe Emel Mesci'nin post-modern avangart tiyatronun bu başyapıtını, görkemli bir görsel-işitsel şölene dönüştürdüğü bu yorum sadece ülkemizde değil yurtdışında da büyük ilgi görüyor. Nitekim oyun en son Arnavutluk'un Elbasan şehrinde düzenlenen Uluslararası Çağdaş Tiyatro Festivali "Skampa"da, dakikalarca ayakta alkışlandı. Dolayısıyla bir "teşekkür" üzerinden oyuncuya art niyet beslemek ve oyuna gölge düşürmek kimsenin haddi olmamalı. Bu vesileyle Medea Material ekibini bu zamana kadar kazandığı tüm ödüller için tebrik ediyorum. Alkışları bol olsun.


Osmanlı'da entelektüel olmak
Osmanlı Devleti'nde tüm padişahlar ya da sarayın ileri gelenleri sürekli sefer düzenlemiyorlar ya da savaş hazırlığı yapmıyorlardı elbet. Sarayda bir sosyal hayat da vardı, entelektüel sohbetler ediliyordu. Ne konuşuluyordu diye merak edecek olursanız konuyla ilgili 22 Ekim'de düzenlenecek olan çok güzel bir söyleşiden bahsetmek istiyorum. Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü'nün (İAE) klasikleşen "Arka Oda Toplantıları" serisi, Osmanlı sarayının az bilinen entelektüel dünyasına ışık tutacak bir buluşmayla yeni sezona başlıyor.

Osmanlı Sarayında Geçmiş Zamanların ve Harikaların Tasviri, 1574-1603" başlıklı söyleşide Oxford Üniversitesi İslam Sanatları Bölümü öğretim görevlisi Dr. Günseli Gürel ile Oxford Üniversitesi'nden Doç. Dr. Zeynep Yürekli-Görkay, on altıncı yüzyıl sonu Osmanlı sarayında üretilen acâib kitapları ve bu eserlerin dönemin düşünsel ufkuna dair sunduğu ipuçlarını ele alacak. Gürel'in doktora çalışmasından hareketle kurgulanan söyleşi, resim-metin ilişkisinden yola çıkarak dönemin dünya görüşünü, bilgi anlayışını ve kültürel sentez pratiklerini tartışmaya açıyor. Yürekli-Görkay ise Osmanlı kültür, sanat ve mimarlık tarihine dair birikimiyle söyleşiye katkı sunuyor. Aynı zamanda çevrimiçi gerçekleşecek bu etkinlik tarih meraklılarına duyurulur...