Şöhret zehirler, biz babamızdan dürüstlüğü miras aldık
atv'nin yeni dizisi Aile Saadeti ile ekranlara dönen Hakan Yılmaz, hem mesleğine duyduğu tutkuyu hem de aile kavramına bakışını anlattı: "Benim için saadet, huzur ve vicdan demek"
atv'nin Sinehane yapımı, senaryosu ve proje tasarımı Burak Aksak'a, yönetmenliği ise Selçuk Aydemir'e ait olan hüzünlü komedi dizisi Aile Saadeti geçtiğimiz pazartesi ilk bölümüyle izleyiciyle buluştu. Birbirini tanımayan aile üyelerine miras kalan bir konak üzerinden aile bağlarını, çatışmaları ve sürpriz dostlukları anlatan dizide Tekin karakterini canlandıran deneyimli oyuncu Hakan Yılmaz ile bir araya geldik.
- Aile Saadeti geçtiğimiz pazartesi ilk bölümüyle izleyiciyle buluştu. Güzel yorumlar yapıldı. Sizin bu diziye dahil olma hikayeniz nasıl gelişti
- Evet, ilk bölümümüzün gördüğü ilgi hepimizi memnun etti. Biz ekip olarak neredeyse bir aydır çalışıyoruz. Burak Aksak'ın yazdığı Selçuk Aydemir'in çektiği bir iş. Daha önceden hayranlıkla takip ettiğim iki ismin uzun bir aradan sonra bu iş için bir araya gelmeleri benim için belirleyici oldu. Senaryoyu da okuyunca tamam dedim. Bu iki ismin olması oyuncu kadrosunun güçlü olması beklentileri zaten yukarı taşıyor. Biz de bu beklentileri ilk bölümden karşılayabildiğimiz için mutluyuz.
- Ekip için neler söylemek istersiniz Nasıl bir set ortamı var
- Ekibimiz zaten birbirinden yetenekli isimlerle dolu. Oyuncu ekibi iyi oluşturulmuş. Zerrin abla ile uzun yıllar önce Yalancı Romantik diye bir dizide beraber çalışmıştık. Diğer genç arkadaşlarımızı da biliyorum ama ilk defa burada tanışıp çalışma imkânımız oldu. Keyifli bir set ortamımız var açıkçası. Selçuk'un rejisini çok beğeniyorum. Çok güzel planlar çektik. Burak'ın da hikâye anlatımı ve melodisi var, o da beni ayrıca etkiliyor. Selçuk'un tabiriyle hüzünlü komedi bir iş bizimkisi. Eski Yeşilçam filmleri tadında.
- Bugüne kadar izlediğimiz alışık olduğumuz karakterlerden farklı bir Hakan Yılmaz izliyor seyirci. Sevdiniz mi bu karakteri
- Evet, burada canlandırdığım Tekin karakteri, daha öncekilere hiç benzemiyor. Bu da beni cezbetti açıkçası. Daha önce hep kadın erkek ilişkilerini anlattığımız işlerde ataerkil tipleri oynadım. Bu tek başına bir adam ve ben de ilk defa tek başına yalnız bir adamı canlandırıyorum. En azından şu an için böyle. Rengi de pek değil aslında.
- Motivasyonu nedir Tekin'in
- Konağı geri almak istiyor. Tekin, dışarıdan bakıldığında sert ve acımasız gibi duruyor ama çocukluğunun geçtiği konakta anıları var. Üvey annesi, babasıyla boşandıktan sona konaktan ayrılmak zorunda kalmış ama güzel anıları var burada ve kafayı takmış durumda.
- Ama konağın başka taliplileri de var değil mi
- Evet, 3 tane birbirini tanımayan aile üyeleri bir sebepten dolayı konağa geliyorlar. Saadet Hanımın üçüncü dereceden akrabaları bunlar. Üç benzemez bu konakta bir arada yaşamak durumunda kalıyorlar ama bunlar ne iş yaptığı belli olmayan zengin ve güçlü bir adamla uğraşacaklar.
- İster miydiniz öyle zengin bir dünya...
- Ben zaten zenginim. İki tane fıstık gibi kızım var. İstediğim zaman beğendiğim işi yapabilme gücüm var. Kendi standartlarıma göre ihtiyaçlarımı karşılayabiliyorsam tamamdır. Daha ne yapacağım helikopter mi alayım
- Memnunsunuz bu durumdan o zaman...
- Tabi ki iyiyim, halimden memnunum çok şükür. Sağlığım yerinde olsun da, maddi şeyler gelir geçer. 56 yaşındayım. Dibi gördüğüm batıp çıktığım zamanlar oldu. Hayat bu, insanın ne olacağı belli olmaz. En önemlisi sağlık. Para kazanma hırsıyla zengin olayım diye yapmıyorum bu işi. İşimi severek yapıyorum. Bildiğim başka bir işe de yok. Mesleğime aşığım. En büyük zenginliğim o, işimi yapabiliyorsam tamam.
- Televizyonda tiyatroda yaptığınız işler hep uzun soluklu oluyor zaten.
- Evet, Ayrılsak da Beraber dizisi ile başladım, 5 yıl 500 bölüm sürdü. Avrupa Yakası'na da bir bölüm diye girdim, 65 bölüm devam etti. Yahşi Cazibe de öyle uzun sürdü. Ama sahne büyüsü çok farklı. Evinde bedava TV izlemek varken, günümüz koşullarında kalkıp tiyatro seyretme zahmetine girişiyorlar ya, büyük saygı duyuyorum onlara. Bana zaman ve bütçe ayıran insanı, ben de takdir ediyorum. O yüzden tiyatro seyircisi çok farklı. Tiyatroda da Yetersiz Bakiye diye bir oyun yaptık 600 küsur oynadık. Daha iyisini yapmam lazım dedim. 8 senedir Ölün Bizi Ayırana Dek oynuyorum. 900 oyunu geçtik. Bunan sonrakini de daha iyi yapmak istiyorum. Amacım o.
- Dizinin isminden hareketle, bir ailenin saadeti için neler olması gerekir ya da sizce bir evin içini gerçekten "yuva" yapan şey nedir
- Aile demek huzur demek benim için. Uzak da olsa aile bağların kuvvetliyse hep yan yanasındır zaten. Zor zamanlarda herkes birbirine el veriyorsa aile odur. Annem kardeşlerim hepsi İstanbul dışında ama her gün hepsiyle görüşüyorum. Bir ailede sohbet muhabbet devam ediyorsa insan kendini mutlu ve güvende hissediyorsa yuvası orasıdır.
- Son dönemde teknolojinin de devreye girmesiyle iletişim şekilleri değişti. Sizce modern zamanlarda "aile" kavramı nasıl evrildi Sizin çocukluğunuzdaki aile yapısıyla bugünü kıyasladığınızda eskiyi