Bazı anlar vardır, ses sadece kulağımıza değil, yüreğimize de dokunur. Önceki akşam İtalya'nın tarihi Verona kentinde tam da böyle bir an yaşandı. Dünyaca ünlü tenorumuz Murat Karahan, operanın dev ismi Luciano Pavarotti'nin 90. yaş günü için düzenlenen konserde sahneye çıktı ve sesiyle sadece notaları değil, salonu da titretti.
Operanın mabedi Verona gibi büyülü atmosferde, Pavarotti gibi bir efsanenin anıldığı bir geceye katılmak başlı başına bir onurken, Murat Karahan o geceyi yalnızca bir katılımcı olarak değil, gecenin yıldızlarından biri olarak yaşadı. Performansı öyle etkileyiciydi ki, salonu dolduran uluslararası izleyiciler ayakta alkışladı. Bir ara yağan yağmura rağmen konserine devam etti Karahan. Konser sonunda özel plaket verilen Karahan uzun zamandır Türk operasının yüz akı.
Ama bu defa yalnızca kendi ülkesini değil, Pavarotti'nin memleketini de mest etti. Devlet Opera ve Balesi eski Genel Müdürü Karahan'ın başarısı bir rastlantı değil. Yıllardır disiplinle örülmüş bir kariyerin, sahneye duyulan sevdanın ve müziğe gösterilen saygının sonucu. Verona'daki o gece, bir Türk sanatçısının dünyada nasıl iz bırakabileceğinin kanıtıydı. Belki Pavarotti gökyüzünden o anı izliyordu; kim bilir, belki de Karahan'ın sesine gülümsüyordu. Kültürsanatla nefes almak isteyen bir ülke için böyle başarılar yalnızca gurur değil, umut da verir. Teşekkürler Murat Karahan... Sadece sahnede değil, kalbimizde de alkışlanıyorsun.
BODRUM'DA BALE FESTİVALİ BAŞLADI
Yaz mevsimi Bodrum'da yalnızca deniz ve güneşle değil, sanatla da anlam buluyor. Bu yıl 22. kez düzenlenen Uluslararası Bodrum Bale Festivali, bir kez daha estetiğin, emeğin ve zarafetin buluşma noktası oldu. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından, Türkiye İş Bankası'nın katkılarıyla düzenlenen festivalin açılışı Bodrum Kalesi'nin Kuzey Hendeği'nde Çaykovski'nin ölümsüz notalarıyla yapıldı. İzmir Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenen "Kuğu Gölü", hem klasik hem çağdaş bir yorumla izleyici karşısına çıktı.
Klasik koreografisiyle Marius Petipa ve Lev Ivanov'un mirasını taşıyan bu başyapıt, G. Armağan Davran ve A. Volkan Ersoy'un dokunuşlarıyla modern bir soluk kazandı. Bu yorum, izleyiciyi yalnızca balenin incelikleriyle değil, zamanın ruhuyla da buluşturdu. Ancak gecenin en duygusal anı, Türk balesinin ilk kuşak sanatçılarından biri olan ve bu festivalin hayalden gerçeğe dönüşmesinde emeği büyük olan Oğuz Özlem'in sahneye davet edilmesiyle yaşandı. Sahneye çıktığında, yalnızca bir sanatçı değil, bir öncü, bir yol gösterici olarak alkışlandı. Seyircinin alkışı, bir teşekkürdü belki ama aynı zamanda bir vefaydı.
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Tan Sağtürk'ün kendisine sunduğu teşekkür plaketi ise o vefanın simgesiydi. Açılış gecesinde geçtiğimiz yıl aramızdan ayrılan Ankara Devlet Opera ve Balesi'nin değerli bale sanatçısı Almula Özlem'in de anıldığı festival 25 Ağustos'a kadar devam edecek.