Wicked evreninin merakla beklenen ikinci perdesi, Wicked: İyilik Uğruna, yönetmen Jon M. Chu ve senarist Winnie Holzman'ın ellerinde destansı bir sona ulaşıyor. Gregory Maguire'ın romanından uyarlanan ve Stephen Schwartz'ın müzikleriyle hayat bulan bu iki parçalı film uyarlamasının bu son ayağı, ilk filmin bıraktığı yerden, yani Elphaba ve Glinda'nın yollarının ayrıldığı o duygusal noktadan başlıyor ve beklentileri fazlasıyla karşılıyor.
Kasım 2024'te gösterime giren ve gişede büyük bir başarı elde eden ilk film, hikayenin temelini, Elphaba ve Glinda'nın Shiz Üniversitesi'ndeki beklenmedik arkadaşlığını kurmuştu. Ancak ikinci film, artık kararlarının acı sonuçlarıyla yüzleşen bu iki kadının dramına odaklanıyor. Cynthia Erivo'nun canlandırdığı Elphaba, Oz hükümeti tarafından "Batı'nın Kötü Cadısı" ilan edilmiş, ezilenlerin ve hayvan haklarının savunucusu olarak Oz'un gerçeğini ortaya çıkarmak için tehlikeli bir yola sapar.
Ariana Grande'nin hayat verdiği Glinda, Büyücü ve Madam Morrible'ın etkisiyle Zümrüt Şehir'in parlayan iyilik sembolü haline gelir. Prens Fiyero ile planladığı evlilik, itibarını sağlamlaştırsa da, eski dostundan ayrılığın yükünü taşımaya çalışır. Grande, Glinda'nın dışa vuran neşesi ile içindeki çatışma, pişmanlık ve dost hasretini yansıtmadaki inceliğiyle eleştirmenlerden tam not alıyor ve hatta performansıyla Oscar'a göz kırptığı söyleniyor. iyilik nedir" ve "kötülük ne zaman başlar" sorularını merkeze alan film ilk yapımdaki gibi kostüm ve prodüksiyon tasarımıyla görsel bir şölen sunuyor. Film için uluslararası basında ilkinden bile iyi yorumları yapılıyor.
CAGE'TEN TERS KÖŞE BİR ROL
Hollywood'un usta oyuncusu Nicholas Cage'i her defasında hayranlıkla izliyorum. Sürekli kendisini yenileyen farklı karakterlere bürünmekten, kariyeri boyunca risk almaktan kaçınmayan bir oyuncu. Filmin konusundan veya türünden bağımsız olarak Cage, hemen her türde kendi sınırlarını zorlamayı başarıyor. 1995 yapımı Elveda Las Vegas ile Oscar kazanan, Hollywood'un en prestijli oyuncularından biri olan Cage ilerleyen yaşına rağmen sürekli film çekiyor. Yakın zaman önce Avustralya kıyılarında sörf çetesiyle savaşan bir babayı canlandırdığı Sörfçü filmiyle izlediğimiz oyuncu bu kez Hz. Yusuf rolüyle beyaz perdede yer alıyor.
Yönetmen ve senarist Lotfy Nathan'ın elinden çıkan korku-gerilim türündeki Oğul isimli film, Sugarworkz ve Taff Pictures'ın dağıtımıyla seyirciyle buluştu. Oğul, Hz. İsa'nın gençlik dönemindeki doğaüstü güçlerini keşfetmesini ve bu keşif sürecinde yaşanan içsel çatışmaları ele alıyor. Roma dönemi Mısır'ındaki uzak bir köyde; bir marangoz, karısı ve çocukları doğaüstü güçlerin hedefi hâline geldiğinde ruhani bir savaşa sürüklenir. Joseph, Mary ve genç oğulları İsa yıllardır tehdit altında yaşamış, inançlarına ve geleneklerine sıkı sıkıya tutunmuşlardır. Ancak küçük bir yerleşim yerinde verdikleri kısa bir mola, gizemli bir yabancının genç İsa'yı dindar babasının kurallarını terk etmeye kışkırtmasıyla giderek büyüyen bir kaosu serbest bırakır. Her cazibe çağrısıyla birlikte oğul, yasak bir dünyanın içine çekilirken, dehşete kapılan Joseph, şeytani bir gücün iş başında olduğunu fark eder.
Şiddet dolu ve doğaüstü olaylar açıklanamaz biçimde İsa'nın peşini bırakmaz; o da gitgide kabusa dönüşen gelecek vizyonları görmeye başlar. Sonunda, yeni oyun arkadaşının korkunç gerçeğini ve çocuğun asıl adını öğrenir: Şeytan. Film, maneviyat ve aile dinamikleri üzerine, Hz. İsa'nın gençlik dönemine uzanan sıra dışı bir anlatı kuruyor. Ancak film, dini figürleri doğrudan temsil etmekten ziyade, onların etrafındaki insan hikâyelerini ve manevi baskıları işleyen mistik bir atmosfer yaratmayı tercih ediyor. Cage'in canlandırdığı marangoz Joseph (Hz. Yusuf), filmde hem bir baba figürü hem de inancıyla sınanan bir yol gösterici olarak konumlanıyor. Cage, bu kez yüksek enerjili performanslarından uzak, içe dönük ve baskılanmış duygularla örülü bir karakter yaratıyor. Oyuncunun kariyerinde nadir gördüğümüz bu minimal yorum, filmi taşıyan en güçlü damar hâline geliyor. Neticede film, yerli seyircinin hem mitolojik hem de dini metinlere olan aşinalığını avantaja çeviriyor.

3