Türk resminin en ünlü yüzü kime ait

İSTİKLALCaddesi üzerindeki Casa Botter'de (Botter Apartmanı) Türk resim sanatının usta isimlerinin solo sergilerini hazırlıyor küratör Levent Çalıkoğlu. Solo Botter adını verdiği ve Selma Gürbüz ile başladığı bu seriye Nuri İyem'le devam ediyor.

Küçük bir retrospektif niteliğindeki Nuri İyem sergisinin açılışı çarşamba akşamı yapıldı.

Kronolojik olarak sanatçının belli dönemlerine odaklanan sergide bu dönemlere ait en karakteristik eserlerine yer verilmiş. Böylece sade ama doyurucu, konsantre bir Nuri İyem solosu izleme fırsatı buluyorsunuz.

Nuri İyem denince ilk akla güçlü Anadolu kadınının farklı duygularını yansıtan yüzleri gelir. En karakteristik, adeta imzası olmuş eserleridir bunlar.

Peki belli birinin portresi midir bu yüz, çıkış noktası kimdir

ABLASININ GÖZLERİ

Levent Çalıkoğlu'na göre klasik ve Batılı anlamda portre resim geleneğindeki yetkinliğine rağmen, Anadolu kadınına ait olduğunu düşündüğü bir arketip yaratmasındaki ihtiyacı özellikle erken yaşta yitirdiği ablasının hayali yüzüne ve sıcaklığına kavuşma arzusu olarak tarif ediyor.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Annesinden çok sevdiği ve yüz resimlerinin ilham kaynağı olan ablasıyla ilişkisini anlatıyor bir söyleşisinde Nuri İyem:

"Benim hayatımda bir kadının çok büyük rolü var. O kadın annem değil, ablam. Annem yaşlı bir kadındı. Son çocuğuydum ben. Ablam bana baktı. O kadar ki, ben annemi pek sevmezdim açıkçası. Ama ablama bayılırdım. Beni dayaktan, her türlü fırtınadan korurdu. Evde bir şey kırdım diyelim, ablam koşar gelir dayaktan kaçırırdı beni. Korkunç şekilde seviyordum onu, her zaman onun peşindeydim. Örneğin Cizre'de tropikal sıtmaya tutuldum. Gün aşırı gelirdi nöbet. Anne diye bağırmazdım, abla diye bağırırdım. O nöbet sırasında beni kucağına alırdı. Uyandığım zaman bir bakardım, gözleri üstümde. ... On dokuz yaşında evlendi, ilk çocuğunu doğururken de öldü. Ve bir suçluluk duygusu var bende şimdi. Sanki ben ablamı kurtarabilirdim. Buna benzer tuhaf şeyler yaşadım ben. Resimle uğraşmaya başladığım zaman hep bir kadın vardı."


PORTRE DEĞİL YÜZ

Nuri İyem resimlerindeki 'portreler' ile 'yüzler' arasında farkların olduğunun altını ısrarla çizmiş:"Portre demekten çok, gerçekten bunlara yüz resmi demek daha doğru olur. Çünkü portre deyince bir kişinin resmi anlamına geliyor. Ama ben burada herhangi bir kişiyi almıyorum.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Kendi düşünceme göre kadını ya da erkeği resmediyorum. Dolayısıyla benim yaptığım, yani Batı'daki anlamda portre, çok gerçekçi, tıpatıp adama benzeyen bir şey değil. Ben, kendi kafamdaki, kendi gönlümdeki yüzü çiziyorum."

GÖÇ RESİMLERİ VEAŞIKLAR

Nuri İyem'in sanatını ve serginin özelliklerini şöyle anlatıyor Levent Çalıkoğlu:

"Bakar bakmaz duygusal bir yakınlık kurabileceğimiz imgelere odaklanmıştır Nuri İyem'in sanatı. Her seferinde yeni baştan yorumladığı ikonik kadın yüzleri, renk ve ışık ile yoğunlaşarak romantik bir atmosfere bürünen manzaraları, dönemi için köyden kente göçün sembolü haline dönüşen figürlü kompozisyonları, her türlü yokluğa ve zorluğa rağmen umutlarını yitirmeyen aşıkların sevgi dolu portreleri onun resim sevgisini toplumun tüm kesimlerine yayma arzusunun işaretleri ile doludur. Bu sergi, yaşadığı coğrafyaya özgü bir öz arayışını üzerinde yoğunlaştığı her temada çözümlemek üzere tuvalin karşısına yerleşen Nuri İyem'in farklı dönemlerinden karakteristik çalışmalarını bir araya getiriyor."