TÜRK şiirinin üretken ve uzun soluklu şairlerinden İlhan Berk'in söyleşilerden ve çeşitli soruşturmalara verdiği yanıtlardan derlenen 'Yeni Söyleşiler' kitabı Yapı Kredi Yayınları'ndan çıktı.
Yalçın Armağan'ın hazırladığı kitap, gazetelerde, dergilerde kalmış, 65 yıla yayılan yazıları bir araya getiriyor. Kitabın ilk söyleşi 1940 tarihinde Akşam Postası'nda yayımlanmış ve imza Türk hikâyeciliğinin en önemli isimlerinden Sait Faik'e ait. Son söyleşi ise 2010 tarihini taşıyor. Oldukça uzun bir zaman dilimine yayılıyor yazılar. Şiirimizin sorunları, o dönemki tartışmalar, polemikler, soruşturmalara verilen cevaplar...
Kitapta İlhan Berk'le Tüyap Kitap Fuarı'nda 2002 yılında Onur Yazarı olduğunda yaptığım bir röportajımıza rastladım. Unutmuşum. Hürriyet Kitap ekinde çıkan söyleşinin başlığı çok tipik bir İlhan Berk sözü: 'Şairler cenneti değil cehennemi düşünür.'
Haberin Devamıİşte o söyleşiden İlhan Berk cümleleri:
- Şiir minareden düşen bir taşın düşmeyip asılı kalmasıdır.
- Şairin hayatı yoktur ki, şair şiirlerdeki hayata, hayat diye bakandır. Bu bende baştan beri böyle.
- Şairler dünyaya bir anlam vermeye gelmişlerdir. İşleridir bu.
- Anlam Türk şiirinin hastalığıdır.
'RADYO GÜNLERİ'YLE TÜRKÜLERİMİZİ SAHNEYE TAŞIYOR
BİR dönemin en önemli iletişim ve eğlence kaynağıydı radyolar. Dijital dünyadaki gelişmeler karşısında etkisi eskisi kadar kalmasa da halen hayatımızdaki yerini koruyor. Benim için özellikle arabayla çıkılan yolculuklarda.
Müziğin farklı renklerini sahnesine taşıdığı özel projelere yer veren İş Sanat, 26'ncı sezonunda radyolu günlere bir saygı duruşunda bulunuyor. Türk Halk Müziği'nin duayen ismi Canan Başkaya'yı 28 Kasım Cuma akşamı 20.30'da İş Kuleleri Salonu'nda ağırlayacak olan 'Radyo Günleri' konseri, tiyatro sanatçısı Çağıl Taşbaşı'nın anlatımıyla radyolu günlerin sıcak ve samimi atmosferine yeniden hayat verecek.
Bu özel konserin ruhunu anlatan Başkaya, bir dönemin hikâyesini de önümüze seriyor ve şöyle diyor: "Cumhuriyetimizin kuruluşunda radyo, çölde bir vaha gibiydi. İnsanlarla iletişimde en önemli haber kaynağıydı. 1940'lı yıllarda Muzaffer Sarısözen'in Yurttan Sesler Korosu'nu kurmasıyla halk müziği için bu yolculuk halen devam ediyor. Teknoloji değişiyor, insanlar değişiyor ama bizi kucaklayan bir sese, tınıya ulaşma isteğimiz değişmiyor."
Haberin DevamıHER YÖREDENTÜRKÜ VAR
Canan Başkaya'nın radyoya olan bağlılığının ardında, 1981'de kazandığı TRT Ankara Radyosu stajyer ses sanatçılığı sınavıyla başlayan köklü bir sanat kariyeri yatıyor. 1983'te profesyonel olarak radyoda başlayan bu serüven, ertesi yıl çıkardığı 'Ayrılık Hasreti' albümüyle taçlandı ve Milliyet gazetesinin 'Yılın Halk Müziği Sanatçısı' ödülünü kazandı.
15 yıl TRT'de sürdürdüğü başarılı kariyerin ardından Kültür Bakanlığı'na geçerek Devlet Sanatçısı unvanıyla yurtiçi ve yurtdışında sayısız konser veren Başkaya, emekliliğinden sonra da sanatını büyük bir tutkuyla sürdürüyor. 'Merhamet Kıl', 'Gönül Senden Ayrılır mı' ve 'Gül Ek Yüreğine' gibi albümlerle geniş bir repertuvarı dinleyicisiyle buluşturan Başkaya, İş Sanat sahnesinde türküleriyle bir

4