Dünyanın en büyük millet bahçesi açıldı ve yarın unutulacak

Dünyanın en büyük millet bahçesi İstanbul'da açıldı. Ancak muhtemelen yarın kimse bunu konuşmayacak.

Son beş yılda dünyanın en büyük yeşil hareketi nedir diye soracak olursanız, bunun cevabı AK Parti'nin başlattığı millet bahçesi hareketidir.

İlk örneği Zeytinburnu'nda atılan bu proje, bugün 500'e yakın sayıya ulaşmıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, bakanlığı döneminde yaptığı çalışmalarla ilgili AK Parti Genel Merkezi'nde bir sunum gerçekleştirmişti.

Bu sunumlarda, bakanlar brifing verir; ardından kırka yakın gazeteci de sorularını yöneltirdi. Bu toplantılar, bir bakıma bakanlıkların faaliyetlerini gazetecilere anlattığı bir bilgilendirme formatıydı.

Ben de o gün Sayın Bakan'a şu soruyu sordum:

"Geçtiğimiz haftalarda bir konut kampanyası başlattınız, çoğu gençlerden olmak üzere 8 milyon başvuru oldu.

Diğer taraftan millet bahçesi projesini yürütüyorsunuz, bu sayı da 200-300 civarına ulaşmış durumda.

Sadece bu iki işiniz bile dünya çapında yarışmaları, reklam filmlerini, belgeselleri hak etmiyor mu"

Murat Bey'in cevabı netti:

"İhsan Bey, o kadar çok faaliyet yapıyoruz ki inan bu işlerin tanıtımına vaktimiz kalmıyor."

Bu cevap, aslında AK Parti siyasetini bir cümlede özetliyordu:

Allah, AK Parti'ye iş yapma, icraat üretme, yatırım yapma yeteneği vermiş.

Buna karşılık, muhalefet partisine de "çivi çakmadan lafla peynir gemisini yürütme" kabiliyeti vermiş.

Her ne kadar "Lafla peynir gemisi yürümez" diye bir atasözü olsa da Cumhuriyet Halk Partisi sanki bu işi çivi çakmadan yürütme sanatına dönüştürmüş durumda. Bu yönüyle incelenmeye değer bir partidir.

Zaman zaman AK Parti'nin teşkilat konferanslarına katıldığımda Anadolu illerinde şu ifadeyi kullanırım:

"Bir hafta on gün işinizi bırakın, 2002'den bugüne kadar hükümetin ve belediyelerimizin yaptığı işleri, icraatları listeleyin. Bunları dijital kataloğa dönüştürün ve arkasına yaslanıp bu tabloyu gururla seyredin."

Muhtemeldir ki, AK Parti'nin kendi kadroları bile bugün yapılan işlerin yüzde sekseninden haberdar değildir.

Uzun yıllar AK Parti, güçlü lider ekonomi ve büyük yatırımlar sayesinde toplumun desteğini kazandı. Bu dönemlerde partinin kendisini anlatmaya ihtiyacı yoktu.

Fakat siyaset her zaman geçmişteki gibi kusursuz işlemez. Artık ihtiyaç duyulan şey, siyaset üretimi ve kendini anlatma becerisidir.

AK Parti, kurulduğu dönemde bir doktrin partisiydi. Elbette yapılan işler, icraatlar, yatırımlar, yollar, köprüler, havaalanları ve sayısız hizmet kalemi çok önemlidir; Türk milleti bunları iliklerine kadar yaşamaktadır.

Fakat öyle bir dönem gelir ki, siyaset üretmek, geçmişte yapılanların kıymetini bilmek ve bugünün icraatlarını ete kemiğe bürünerek anlatmak her şeyden daha kıymetli hale gelir.

Dış politikada hükümetin icraatlarına baktığınızda, bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı ve diplomasi ekibi dünyanın en tecrübeli isimlerinden oluşmaktadır. Gittikleri her yerde iz bırakmaktadırlar.

Ancak görünen o ki, her büyük kahramanlık, başarı ya da oyun kuruculuk kabiliyeti kısa sürede gündemden düşmekte, bir hafta sonra unutulmaktadır.

Hükümetin icraatları o kadar hızlı ve yoğun ki, partililer bile hangi gün hangi temel atıldı, hangi açılış yapıldı, takip edemez hale geliyor. En büyük etkinlikler bile artık kendi içinde sıradanlaşmış durumda.