İdeolojik örgütlerin ölümcül bir tutumu vardır. Bu zihniyet, onları sürekli felakete sürükler fakat kolay kolay hata yaptıklarını anlamazlar. Çünkü kendi kalıpları açısından tutarlı durduklarına inandıkları sürece, dünyanın geri kalanının yanmış olması umurlarında olmaz.
Bu ülkede "devrim nedir" diye sorulacak olursa, terörsüz Türkiye sürecinde Milliyetçi Hareket Partisi'nin, DEM Parti'ye kıyasla daha duyarlı davranmasıdır. Ya da her iki partinin çözüm için benzer bir çizgide durabilmesidir.
Şimdi daha sert bir soru soralım!
Terörsüz Türkiye süreci terörsüz bir bölgeye dönüştüğünde kazanan kim olacak
PKK kendini feshetmekten vazgeçerse Türkiye içinde bugünkü durumdan farklı ne olacaktır
Bu soruya cevap vermeden önce, küresel jeopolitikte yaşanan değişimi ve bölgesel bir güç olan Türkiye'nin yeni konumunu okuyamayan herhangi bir parti ya da örgütün tarihin yanlış tarafında duracağını söylemek gerekir. Böyle bir konumlanmanın kazandıracağı hiçbir şey yoktur; aksine sadece kaybettirir.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ABD ve NATO, bağımlı ülkeleri içeriden yönetmiş, askeri vesayet ve 'Gladyo' mekanizmalarıyla ülkeleri kontrol etmiş, ihtiyaç duyduklarında darbelerle kendi çıkarlarına aykırı hiçbir gelişmeye izin vermemiştir.
Türkiye'de siyaset yapan bazı odaklar ve terör örgütleri de ülkenin zayıflığından ve küresel sistemin gücünden faydalanarak, nefes aldıkları topraklarda kendi milletlerine ve devletlerine emperyalistlerin hesabına zarar vermişlerdir.
PKK'nın kırk yıllık arayışları sonucunda geldiği noktada, Abdullah Öcalan'ın örgüt için çizdiği çerçeve aslında bellidir:
Ayrı devlet talebi yoktur, özerklik talebi yoktur, kültürel ayrılıkçılık talebi yoktur. PKK'nın kendini feshedeceği ve demokratik sürecin devam edeceği yönünde bir çerçeve söz konusudur.
Küresel jeopolitikteki değişimi ve Türkiye'nin ulaştığı seviyeyi okuyamamak başlı başına bir zafiyettir. Sayın Devlet Bahçeli'nin "Terörsüz Türkiye" sürecini başlattığı, Sayın Cumhurbaşkanı'nın ise olağanüstü derecede kararlılık göstererek sürece destek verdiği göz önüne alındığında, PKK ve HDP/DEM çevrelerinden gelen bazı açıklamalar hâlâ eski alışkanlıkların sürdüğünü göstermektedir.
Peki PKK süreci reddettiğinde ne değişecek
Aslında Türkiye içinde neredeyse hiçbir şey değişmeyecek. 35 yıldır Meclis'te farklı isimlerle faaliyet gösteren siyasi hareket için tarihi bir imkânı ortaya çıktı, Terör gölgesi olmadan siyaset yapma fırsatı. Bu, pozisyon DEM Parti için tarihi bir imkândır.
Türkiye geçmişte "çözüm süreci''ni yaşadı. O dönemde ekonomiden turizme kadar bölgede olağanüstü bir canlanma olmuştu. PKK eliyle sürecin sabote edilmesinden en çok bölge halkı ve gariban Kürtler zarar gördü.
Bugün süreç yeniden başladığında, geçtiğimiz bayram ve yaz dönemlerinde Mardin'de otel bulmak için insanların kamu görevlilerinden torpil arar hale gelmesi, bölgenin barış ortamında nasıl canlandığının açık bir göstergesidir.
Terör örgütlerinin gündemi ile halkın gündemi farklıdır. Terörsüz Türkiye süreci başladığında MHP, AK Parti ve DEM tabanından yüksek bir kabul gelmiştir. Üç partinin toplam desteği yaklaşık %85 civarındadır.

3