Fenerbahçe coştu coşturdu

Alanyaspor'u 5-0 yenen Sarı-Lacivertli takımın oyununu anlatacak kelimeyi bulmak gerçekten zor. Harika bir takım, muhteşem, yağmur gibi goller, bitmeyen enerji, süper performans ne derseniz yakışır. Şurası bir gerçek ki, taraftarın yıllardır beklediği güzel oyun herkesi çok fazla mutlu etti. Oyuncular oynadıkları oyundan büyük zevk alıyor. İzleyenlerin coşkusu katlanıyor. Başkan Ali Koç koltuğunda keyifle oturuyor. Stadı dolduran 50 bine yakın izleyicinin yerinde olmak isteyen binler var. Stadın kapasitesi 100 bin olsa boş koltuk kalmaz. Portekizli teknik adam Jesus, geldiği günden bu yana kendi felsefesini takıma yansıtmak için büyük çaba gösteriyor. Bunun sonuçlarını da görüyoruz. Jesus'un oyun anlayışı iyi futbol oynatmak ve maça gelenleri mutlu etmek. İkisini de başardı. Takım güzel futbol yanı sıra attığı birbirinden güzel gollerle taraftarını yerinden zıplatıyor. Heyecanlı, temposu yüksek, göze hoş gelen bir oyun izledik. Yan pas yok, zaman geçirme yok, yerde yatma yok, hakemle konuşma yok, geriye oynamak yok. Hakemi aldatmaca yok. Peki ne var Top kazanıldığında hızla rakip alana gitmek, çok adamla hücuma kalkmak, enerjiyi düşürmeden sürekli golü düşünmek. Maçın birinci dakikası ile 96. Dakikasın da aynı tempoyu sürdüren Fenerbahçe, attığı 5 gol dışında bir o kadar da kaçırdı. Jesus'un bir başka özelliği de, sezon başından bu yana her maça farklı kadro ile başlamasıydı. Alanyaspor karşısına yine bekleneni yaptı. Buna herkes alıştı. Avrupa Ligi'de Rennes karşısındaki takımdan 8 oyuncu ilk 11'de yoktu. Futbolcular da, Portekizlinin bu seçimini içselleştirmişler. Kimin oynadığının fazla bir önemi yok. Kim oynarsa oynasın takım aynı tempoyu sürdürüyor. Takım performansı değişmiyor. Yıllar sonra, Fenerbahçe'de alışık olmadığımız bir sistem görüyoruz. Kısa sürede bu anlayışı yerleştiren Jesus, bugüne dek gelen teknik direktörlerden