Uluslararası Ceza Mahkemesi nedir, ne değildir

Uluslararası Ceza Mahkemesi nedir, ne değildir

İBRAHİM KARATAŞ

Uluslararası Ceza Mahkemesi nihayet Benjamin Netanyahu ve Yoav Gallant'ın tutuklanması için karar çıkardı. Bir gün bu iki baş katilin tutuklanıp hapse atıldığını görür müyüz bilmiyoruz ama uluslararası bir mahkemenin verdiği bu karar gücün hukukuna inanan ve onu uygulamaya çalışanlar için büyük bir yenilgi oldu. Mezkûr yenilgiyi hazmedemedikleri için de mahkemeyi tehdit ediyorlar.

Örneğin Yahudi lobisinden sponsorlu Tom Cotton isimli Amerikalı senatör mahkemenin bulunduğu Hollanda'nın işgal edilmesini istedi (İngilizler de pandemi döneminde Hollanda'nın aşılarını ele geçirmek için işgal planı hazırlamışlardı). Lobinin bol bağışlarda bulunduğu diğer bir senatör Lindsay Graham "susarsak sıra bize de gelir" dedi. İşledikleri suçları iyi bildiği için böyle bir korkuya kapılmış olmalı. Bir de aldığı o kadar paranın hakkını vermesi gerekiyor. Zaten sustu mu anında uyarıyı alacaktır.

Öte yandan; Yahudi bir gazeteci de "İlk kez batılı bir ülke uluslararası ceza mahkemesi tarafından cezalandırıldı" diye yazdı. İsrail birden batılı bir ülke oldu. Bu durumda arz-ı mev'ud'un da bir yalan olduğu bizzat kendileri tarafından teyit edilmiş oldu. Çünkü bildiğimiz kadarıyla İsrail ne Amerika kıtasında ne de Avrupa'da olmayıp Ortadoğu'nun tam ortasında kurulmuş bir devlet.

Yahudi gazetecinin sözü aynı zamanda Batılı ülkelerin ve devlet adamlarının mahkeme tarafından yargılanmadığının göstergesidir. Oysaki nice ülkeleri işgal edip milyonlarca insanı öldürdüler. Ama gelin görün ki içlerinden birisi bile yargılanmamış. Belki ceza mahkemesini kendileri kurdukları içindir. Mahkemenin geçmişine baktığımız zaman 2002'de kurulduğunu görüyoruz. Ancak öncesinde BM'nin geçici olarak açtığı mahkemelerin Sırp kasabı Slobodan Miloseviç gibi katliamcıları yargıladığını biliyoruz.

Kurumsal bir mahkemeye olan ihtiyacın dile getirilmesi birinci dünya savaşına kadar gidiyor. Bu hususta en çok gayret gösterenlerin Yahudi kökenli olması dikkat çekiyor. Bunların arasında Nazi savaş suçlarını araştıran Amerikalı Yahudi savcı Benjamin B. Ferencz ve Alman Yahudisi uluslararası hukuk profesörü Robert Kurt Woetzel başı çekiyor. Öyle görünüyor ki her ikisi de biraz da Nazilerden intikam almak için uluslararası ceza mahkemesinin kurulmasını istemiş.

Nihayet mahkemenin BM tarafından 1998'de Roma Statüsü isimli kuruluş belgesiyle kurulmasına karar verilince İsrail Hayır oyu kullanmış. Çünkü kuruluş belgesine göre işgal edilmiş topraklara nüfus taşımak savaş suçu sayılıyor. İsrail de işlediği bu suçtan dolayı ceza yememek için mahkemenin kuruluşuna itiraz etmiş. Özetle, daha önce kurulması için canhıraş çalıştıkları mahkemenin kendilerine de dokunacaklarını anlayınca kurulmasına engel olmaya çalışmışlar.