Silahlanmak neden önemli

Silahlanmak neden önemli

İBRAHİM KARATAŞ

Dünyanın nerdeyse tüm ülkeleri hızlı bir silahlanma yarışına girmiş durumda. Çünkü hemen herkes üçüncü dünya savaşının başlamasından (bazılarına göre başladı bile) çekiniyor ve savaşta yem olmak istemiyor. Velev ki bir dünya savaşı söz konusu olmasa bile an itibariyle devam eden ülkeler arası savaşların sayısı bir hayli fazla. Terör devleti İsrail'in beş ülkeye saldırması, Rusya-Ukrayna savaşı, Tayland-Kamboçya savaşı, biten Azerbaycan-Ermenistan savaşı, Çin-Tayvan gerginliği, Somali ve Sudan'daki iç savaşlar ve daha nice başlaması muhtemel savaşlar ülkeleri tedbir almaya, silah arayışına veya üretimine zorluyor.

Uluslararası ilişkilerde güvenlik ikilemi (security dilemma) diye bir kavram var. Eğer düşmanınız silahlanıyorsa siz de silahlanmak zorunda kalırsınız. Aksi takdirde güçlü düşmana karşı yapacak bir şeyiniz olmaz. Türkiye de etrafındaki güvenlik tehditlerini görüyor ve ona göre tedbirler alıyor. Satın almak yerine üretip hem tedariki sınırsız ve süresiz kılmak, hem maliyetleri düşürmek hem de silah isteyen diğer ülkelere satarak para kazanmak için bu yolu seçti -ki bu çok doğru bir yoldur.

Ancak yine de silahlanmayı lüzumsuz olarak görebilen, tehditlerin abartıldığını düşünenler olabiliyor. Onları sadece bölgedeki birkaç ülkenin neler yaptığına veya silahlanma konusunda ne durumda olduklarını anlatarak ikna etmeye çalışalım. Örneğin Yunanlılar mevcut F-16'ların yanı sıra Türkiye'nin almaya çalıştığı F-16 Blok 70 ve F-35'ler için sipariş verdiler. Siparişler bir yana, Fransa'dan Rafale jetleri aldılar ve şu anda kullanıyorlar. Yunanlılar Türkiye'ye karşı hava üstünlüklerinin olduğuna inanıyorlar. Sayıca gerçekten de üstünler. Yunan ordusu ayrıca İsrail'den çok sayıda füze ve muhtelif mühimmat tedarik etti. Tüm bu silahları Türkiye için aldıklarını söylemeye gerek yok.

Diğer bir komşu İran ise ambargolar nedeniyle kısıtlı imkânlarla yerli silah üretmiş ve özellikle kamikaze drone ve hipersonik füzeleri sayesinde Haziran ayındaki 12 Gün Savaşında İsrail'in asimetrik gücüne rağmen ayakta kalabilmiştir. Şayet savaş daha uzun sürseydi İsrail belki de durduramadığı İran füzeleri yüzünden pes edecekti.

Rusya ise Ukrayna savaşında Batının Ukrayna'ya temin ettiği silahlara karşı önce zorlanmış, sonrasında ise çözümler üreterek dengeyi sağlamıştır. Örneğin drone teknolojisinde çok geride olan Rusya, İran'dan Shahed drone'larını alıp onları geliştirmiştir. Geçtiğimiz günlerde videosunu yayınladığı Geran-3 isimli jet motorlu drone 550-600 km hızla uçabiliyor ve 300 kg patlayıcı taşıyabiliyor. Geran-3 belki de şu anda dünyanın en tehlikeli drone'udur.