Nobel barış ödülü yine katliamcıların

Nobel barış ödülü yine katliamcıların

İBRAHİM KARATAŞ

Bu yıl Nobel barış ödülünü Maria Corina Machado isimli Venezuelalı muhalif siyasetçi kazandı. Trump ödülü kendisinin hak ettiğini söylüyordu ama o bu şerefe (!) nail olmadı. O şeref (!) Maduro'yu devirmeye çalışan kadın siyasetçiye düştü.

Bayan Machado'yu biraz araştırınca sadece onu değil Nobel barış ödülünü alma kriterlerini de daha net anlamış oluyoruz. Bu zat ömrü boyunca hem Hugo Chavez hem de halefi Nicolas Maduro'ya karşı siyaset yapmış. Venezuela'da muhalif tarafta olmak elbette suç değildir. Ancak muhalefetin dozunu öyle bir kaçırmış ki CIA ile işbirliği yapmış, ABD'li STK'lardan fon almış ve Amerika'yı Venezuela'ya müdahale için kışkırtmıştır. Yani açıktan beşinci kol faaliyetleri yürütmüştür. Machado'nun Nobel kazanması için mücadele edenlerin ABD dışişleri bakanı Marco Rubio ve ABD'nin Birleşmiş Milletlerdeki büyükelçisi Mike Waltz olması tesadüf değildir.

Öte yandan Maria hanımın İsrailli katillerin elebaşı Benjamin Netanyahu ile de arası iyi. Ona da zamanında mektuplar yazıp Venezuela'ya müdahale için destek istemiş. Anlayacağınız, bayan Machado kendi ülkesine dış müdahale isteyen bir kişilik. Amerikalılar ve İsraillilerle arası çok iyi. Hal böyle olunca Gazze'deki soykırımı desteklediğini söylemeye gerek yok. Dolayısıyla zihniyet olarak Netanyahu ile benzer görüşlere sahip militan bir kadın Nobel barış ödülünü almış oldu. Yani bir nevi Netanyahu barış ödülünü almış oldu.

Ne tuhaf değil mi

Bombalar altında ölen ve evleri dümdüz edilen Gazzeliler değil de onları öldüren veya katilleri alkışlayanlar barışa büyük katkı sundu diye ödüllendiriliyorlar. Geçmişte aynı ödülü ABD'nin Yahudi dışişleri bakanı Henry Kissinger, İsrail Başbakanı Menachem Begin ve Rohingya Müslümanlarını katleden eski Myanmar lideri Aung San Suu Kyi de almıştı. Hepsinin sebep olduğu ölümleri toplasanız orta büyüklükte bir devletin nüfusuna eşit olur.

Maalesef batı tarzı ödüllendirme anlayışı batının oryantalist bakışlarıyla bire bir örtüşüyor. Batı karşıtı birileri barış ödülü aldı mı bilmiyoruz ama herhalde yoktur. Çünkü ödülü verenlerin barış anlayışı ile bizlerinki aynı değil. ABD Vietnam'da taş üstünde taş koymaz, ama ödülü Amerikalı dışişleri bakanı alır. İsrail Gazze'yi yerle bir eder, ödülü İsrail ve batı yanlısı Venezuelalı kadın bir siyasetçi alır. Netanyahu üç beş barışçıl cümle kullansın o da alamazsa bile en azından aday gösterilir. Sömüren ve öldüren ödül alıyor, mağdur mağduriyetiyle kalıyor. Bu aynı zamanda zulmün ödüllendirilmesi ve meşrulaştırılması anlamına geliyor.