İsrail örgütleri etkisizleştirdi, sıra devletlerde

İsrail sonunda Hizbullah'ın 30 yıllık lideri Hasan Nasrullah'ı da öldürdü. İsrail böylelikle Hamas lideri İsmail Heniyye'den sonra Hizbullah'ın liderini de öldürmüş oldu. Heniyye'nin aksine Nasrullah'ın ölümü İslam aleminde karışık duygulara neden oldu. Nasrullah'ın İsrail gibi İslam düşmanı bir terör devleti tarafından öldürülmesi Müslümanların zoruna gidiyor. Çünkü katil İsrail Müslüman bir örgüt liderini öldürmekle övünüyor. Müslümanlarsa haklı olarak bu cinayeti inanç bağlamında gururlarına yediremiyorlar.

Ancak Hasan Nasrullah'ın başını çektiği Hizbullah ve İran'ın Şiilik adına Suriye'de yüz binlerce insanı sırf Sünni diye öldürmesi Müslümanlar arasında haklı bir nefrete neden oldu.

Başta Suriyeliler olmak üzere Müslüman dünyanın çoğunluğu bir zalimin başka bir zalimin eliyle de olsa öldürülmesini onaylıyor. Haklılar da çünkü düşünün ki Hasan Nasrullah'ı Suriyeli muhalifler bir suikastla öldürmüş olsun.

Bu durumda, Şii blok İdlib gibi şehirlerde taş üstünde taş bırakmayacak ve çok sayıda masum öldürecekti. Ancak öldüren İsrail olunca ne Hizbullah'tan ne de İran'dan ses çıkmadı.

Müslüman dünyanın (bilhassa Sünnilerin) düşüncelerini bir yana bırakıp konuya bir de savaş stratejisi açısından bakalım.

El Arabi El Cedid gazetesinde yazan Suriye asıllı düşünür Mervan Kabalan'a göre Hizbullah tarafsız durmasının bedelini ödüyor. Kabalan, Nasrullah öldürülmeden önce yazdığı makalesinde Hizbullah'ın 7 Ekim'deki Hamas saldırısından sonra İsrail'e savaş açması gerektiğini yazmıştı. Çünkü o dönemde İsrail, ordusunu Batı Yaka, Gazze ve Lübnan sınırı arasında bölmüştü. Şayet Hizbullah da savaşa girseydi sadece Gazze'ye yoğunlaşmayacak ve Hizbullah'la da savaşmak zorunda kalacaktı. İki cephede savaşmakta zorlanacak İsrail belki de bir noktadan sonra pes edecekti.

Ama Hizbullah savaşmak yerine savaşır gibi yapıp boş araziye ve denize füze fırlatarak İsrail'in kendi üzerine gelmesini istemedi. İsrail Hizbullah'ın korktuğunu ve saldırmayacağını anlayınca sadece Gazze'ye yoğunlaştı ve orada hem soykırım yaptı (ve yapmaya devam ediyor) hem de Hamas'ı nerdeyse çökertti. Arada Tahran'da İsmail Heniyye'yi şehit ederek İran'a gözdağı verip sonra Hizbullah'a döndü. Böylelikle iki örgütle birlikte savaşmak yerine her biriyle sırasıyla savaşarak etkilerini kırdı.

Sonuç olarak Hizbullah İsrail'i memnun etmek istemesine rağmen bu terör devletine yaranamadı ve belki de kendi sonunu getirdi. Halbuki savaşa girseydi Hamas'la birlikte İsrail'e unutamayacakları bir ders verebilirlerdi. Kısaca tarafsız kalmak akıbeti değiştirmedi.