İran-İsrail savaşından çıkarılacak dersler

İbrahim Karataş

Ortadoğu'da düşman gördüğü her ülkeye saldıran İsrail bu sefer de İran'a saldırdı. Devam eden savaştan Türkiye'nin ve özellikle güvenlik kuvvetlerinin çıkaracağı dersler var. Tavsiyemiz odur ki Türk hükümeti ve ordusu devam eden savaşı dikkatlice izlemeli ve notlar almalıdır. Malum Iran Türkiye'nin çok sıkı dostu olmasa da, İsrail kesin düşmanıdır (kendileri söylüyor). İran'la yüzyıllardır karşı karşıya gelmediğimiz için yakın gelecekte de bir savaş olası gözükmüyor. Ancak İsrail'in durumu başka. Şu anda önceliği İran'a veren bu haydut ülke fırsatını bulduğunda Türkiye'ye de yönelecektir. Artık birkaç gafil dışında "İsrail bize mi saldıracak" diye alaycı konuşan pek kimse kalmadı. İsrail'i 93 oranla en çok sevmeyen ülke olmamız bunun göstergesidir.

Savaştan çıkarılacak derslere gelince şunu diyebiliriz ki; İsrail'in elindeki en önemli savaş enstrümanı gelişmiş silahları ya da profesyonel ordusu değil, istihbaratıdır. Hizbullah'ın çökertilmesini hatırlarsak, ilk darbeyi telsizlere patlayıcı koyup uzaktan kumanda ile patlatmışlardı ve çok sayıda Hizbullah militanını yaralamışlardı. Telsizleri Hizbullah'a satanlar da Mossad'ın paravan şirketleriydi. Dolayısıyla Hizbullah'la yaptıkları patlayıcılı telsiz ticaretinden para da kazanmışlardı. Sonrasında Hasan Nasrullah dahil olmak üzere 19 Hizbullah liderini öldürerek, örgütü bir daha toparlanamaz hale getirdiler.

İran'da da aynı metotla en üst düzey general ve nükleer bilim adamlarına suikastlar düzenleyerek öldürdüler. Göründüğü kadarıyla hedefe koyup da öldürmedikleri kimse yok. Üstelik bunu İran içine sızarak ve muhtemelen içerideki hainlerden destek alarak yaptılar. Sonuç olarak İran ordusu başsız kalınca savunma hattı nerdeyse çöktü. Velev ki İran bu saatten sonra İsrail'i durdurabilse de bu kadar üst düzey komutanı bir saat içinde kaybetmek İran için büyük kayıp ve utançtır. Bu utançtan kurtulmanın yolu İsrailli birkaç generali öldürmektir ama İran bunu yapabilecek kapasitede görünmüyor.

Sonuç olarak bu savaşta İran'a en büyük darbeyi Mossad vurdu. Bu İsrail için büyük bir başarıdır ve ilk başarısı değildir. Mossad her daim sinsilik peşinde koşan bir kurum. Hem kendi ajanlarını hem de satın aldığı kişilerle başarılı operasyonlar yapıyor. Türk istihbaratı Mossad'ın Türkiye'yi de hedefine koyduğunu muhakkak biliyordur. Dolayısıyla MİT hem casusluklarını önlemeli hem de İsrail hakkında istihbarat toplamalıdır. Buna Türk askeri istihbaratı da dahil olmalıdır.