III. Dünya Savaşı başladı mı

Geçtiğimiz günlerde Savunma eski Bakanı Hulusi Akar üçüncü dünya savaşının hibrit olarak başladığını söyledi. Akar dedi ki "Üçüncü Dünya Savaşı başladı mı ne zaman olacak, ne olacak Başladı. Artık savaş ilanı yok. Bulanık savaş. Savaş var mı yok mu belli değil. Bunun da tipik örneği Ukrayna-Rusya savaşı. Ruslarla kim savaşıyor Ukrayna, tek başına nasıl yapacak bunu Bütün dünya, ama kimse ortaya çıkmıyor. Silahını veriyor, mühimmatını, parasını, yiyeceğini, giyeceğini veriyor, 'Hadi yavrum sen savaş' diyor ve Ukrayna savaşıyor."

Akar'ın Ukrayna örneğine ek olarak; batı dünyası Filistin'de de İsrail'e mühimmat, para ve hemen her alanda sınırsız destek vererek soykırım yapıyor. Yine de üçüncü dünya savaşı başladı mı başlamadı mı, tartışılır. Mevcut durum biraz daha uluslararası konjonktürün aleyhine değişmesi nedeniyle tedirgin olan batı dünyasının tehdit olarak gördüğü aykırı ülke ve grupları düşmanlaştırıp pasifize etme operasyonuna benziyor. Bu bağlamda sıranın Çin ve İran'a geldiğini söyleyebiliriz. Türkiye gibi arada kalan ülkeleri ise karar vermeye zorlayıp taraflarını seçmelerini isteyeceklerdir. Hatta belki Ukrayna'yı tetikçi olarak kullanmaktan vazgeçip Rusya'ya yem yaparak Rusları da yanlarına alırlar.

Eğer yine de üçüncü dünya savaşı denilecekse savaşın asimetrik, yani güçlerin eşit olmayıp güçlü ile zayıfın çatıştığı bir savaş olduğunu da eklemeliyiz. Savaş bir şekilde vekil örgüt ve ülkeler üzerinden çatışmak yerine doğrudan çatışmaya döner mi onu zaman gösterecek ama sanki Akar'ın da dediği gibi hibrit olarak devam edecek gibi. Ve savaşı normal şartlar altında yine batı dünyası kazanacaktır.

Bunun sebebi sadece batının askeri gücü değil. İki dünya savaşında sadece kendilerini (savaş çoğunlukla kendi aralarında olmuştu) yenen batı dünyası, küçük ülkelerle (Vietnam, Afganistan vs.) savaştığında söz konusu ülkeleri yerle bir etmesine rağmen yenememişti. Akademik dünyada gücün iki çeşit olduğu söylenir. Birincisi, başka birine istediğinizi yaptırabiliyorsanız güçlüsünüzdür. İkincisi, başka birinin dayatmasına direnebiliyorsanız yine güçlüsünüzdür. İşte batılı olmayan dünya geçmişte ikinci güç tipinin tipik örneklerini gösterdi. Ancak acıyı ve yıkımı onlar yaşadığı için sonuç hiç de iyi olmadı.

Ne var ki bugünlerde dayatmalara acılar içinde de olsa direnecek bir birlik de mevcut değil. Örneğin, batı güçlü olmasına rağmen zayıf Filistin'e karşı İsrail'in arkasında dururken, Arap dünyası bile Filistin'in arkasında duramadı. Filistin'e destek veren tek tük ülke var ve fakat onların etkisi de sınırlı kalıyor.