Sorunlar arttıkça Erdoğan'ın oyu nasıl artıyor

Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Malatya. Depremde adeta yerle bir olan büyük felaket illerimiz.

Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan bölgeden geldikten sonra izlenimlerini anlatırken "çok fazla şikâyet aldıklarını" belirtti. Aslında benzer durumu TV ekranlarında da gördük. Bölgeye giden muhabirler vs bölgedeki insanların çok fazla sorunlardan bahsettiklerini aktardılar.

İPSOS araştırması da ilginç. Geçen yıl daha Nisan ayında ülkenin ana gündeminden düşen deprem, şimdi yeniden ana gündem olmuş. Bir geçim sıkıntısı bir deprem

Ama benim çok merak ettiğim ve hala çözmekte yetersiz kaldığım mesele şu: Toplum çok fazla şikâyet ediyor ama bu şikâyetler her nedense seçimlere yansımıyor.

Mesela deprem bölgesi K. Maraş, Adıyaman, Hatay ve Malatya'da Erdoğan 2018 yılında 1 milyon 478 bin oy ile toplam oyların yüzde 62,4'ünü almıştı. Ve 28 Mayıs 2023 II. tur seçimleri. Erdoğan deprem bölgesi olan bu 4 ilde 1 milyon 418 bin oy alarak oy oranını yüzde 64,1'e yükseltti.

Bu illerin nüfusu ölüm ve göç ile 302 bin kişi azalmış ama Erdoğan'ın oyu oranı 62,4'den 64,1'e yükselmiş.

Ben de Ali Babacan'a işte bunu sordum.

İsmet Berkan 'afet yaşamış insanlara' niye oy verdin diye sorulmaz uyarısına rağmen bunu sordum.

İsmet Berkan aslında çok haklı ama bir durumu da kavramamız gerekiyor.

Mesela emeklilerde de aynı durum söz konusu İnanılmaz şikâyet ediyorlar. Ücretleri 2016'dan beri istikrarlı şekilde düşürülüyor ama seçimlerde bunun hiç yansıması olmadı.

Ya da belediyenin ucuz ekmek kuyruğunda saatlerce bekleyen kişilerin Erdoğan'a oy vermesi gibi bir durum. Bu çıkmazı çözemezsek Türkiye'nin geleceği zifiri karanlık olacaktır.

Kilit soru burada.

Bir toplum sorunlara karşı seçimlerde refleks göstermezse o toplum batar. Demokrasinin özü buradadır. Tepki verilmezse yöneticiler neden doğru iş yapsınlar ki Zaten durum da bu

Ali Babacan deprem bölgesi için şu bilgiyi paylaştı: "Erdoğan depremden sonra bölgeye ilk 1 yılda 320 bin konut yapılarak teslim edileceği" sözünü vermişti. Lakin 320 bin konut sözüne karşılık sadece 46 bin konut yapıldı. Yani verilen sözün yüzde 15'i kadar. Erdoğan'ın 320 bin konut sözü bölgede büyük umut oluşturdu. Şimdi o umudun sönüşü görülüyor ve yaşanıyor.

İyi ama benim kafamda deli sorular: Mesela Erdoğan hangi sözünde durdu

2023 hedefleri tuttu mu

Sisi ile görüşmem deyip görüştü mü BAE 15 Temmuz'un finansörü idi, ne oldu

Seçimden sonra Erdoğan olduğu sürece hani faiz düşecekti

İsveç ben bu görevde olduğum sürece NATO'ya girmez kim diyordu.

Ama özellikle ekonomi konusunda sözler önemli. Yıllardır Türkiye şahlandı şahlanacak dedi dedi de ne oldu Burnumuz krizden kurtulamıyor.

Hele şu kardeşinize yetkiyi verin, haa ondan sonra dolar faiz ne olur göreceksiniz dediğinde ne oldu

Dolar 4 liradan 30 liraya çıkarken faiz şimdilik yüzde 45

Hatırlarsanız her yıl enflasyonu düşürdük düşüreceğiz derken karanlık 90'lı yıllara ülke olarak geri döndük.

Gerçekten soruyorum: Erdoğan temel ekonomi konusunda hangi sözü verdi de tuttu

Ve şimdi tersten soralım: Erdoğan verdiği sözleri tutmayınca toplum ne yaptı Biz kandırıldık, aldatıldık vs diye tepki verdi mi

Şimdi İstanbul depremi için mesela Murat Kurum büyük sözler peşinde. Acaba toplum soracak mı: "Deprem bölgesinde verdiğiniz sözlerin sadece ve sadece yüzde 15'ini yapmışsınız; sizler sözlerinde durmayan siyasetçiler olarak toplumu daha ne kadar aldatabilirsiniz"