Sorun TL değil dolar faizinde
Son verilere göre Türkiye'nin dış borç stoku 525,8 milyar dolara ulaşmıştır. Brüt dış borcun 266,6 milyar doları özel sektöre ve 259,2 milyar doları da kamu kesimine aittir.
Dış borçları çoğunlukla mutlak değer olarak ele alıyoruz. Oysa gerçek değerlendirme gelirimize oranıdır.
Buna göre dış borçlarımız 2024-III Çeyrek itibari ile yüzde 20,6'sı özel sektöre ve yüzde 21,2'si kamu kesimine olmak üzere toplamda GSYH'nın yüzde 41,7'si seviyesindedir.
Grafikten de anlaşılacağı üzere dış borçlarımız 100 milyar dolardan 525 milyar dolara artmıştır ama gelirimize oranla son yıllarda düşmeye devam etmektedir.
Burada elbette sanal değerler söz konusudur. GSYH'nın aşırı değerlenen TL ile dolar bazında yüksek görülmesi; buna karşılık dış borç oranının düşüyor görülmesi doğaldır.
Mesela 2020-II. Çeyrekten 2024-III. Çeyreğe GSYH reel olarak yüzde 21,6 büyüme gösterirken dış borç artışı yüzde 27,5'e ulaşmıştır. Anlaşılacağı üzere oranın düşmesi tamamen sanal verilere dayanmaktadır.
Ama bugün asıl konumuz bu değil.
Son 1 yılda dolar kuru 14,1 ve Euro ise 12,6 artış göstermiştir. Buna göre ortalama döviz sepeti (1 dolar1 euro) 13,4 artmıştır.
Aynı dönemde Merkez Bakası (fonlama faizi) 48,9 olmuştur. Bunun bileşik faizi ise 61,6 etmektedir. Yani geçen yıl mart ayından bu yana 1 yılda parasını TL'de tutanlar yüzde 61,6 faiz elde ederken parasını dövizde tutanlar yüzde 13,4 kazanmıştır.
Bir başka şekilde ifade edelim: geçen yıl 1000 dolarınızı 32,0 liradan bozduruyor ve TL'ye yatırıyorsunuz. TL'den 1 yılda 61,6 oranında 32.000 liranıza 19.712 lira kazanıyorsunuz. Paranız 32 bin liradan 51.712 liraya yükseliyor. Bu süre zarfında dolar 36,56 liraya yükseliyor ama siz 51.712 lira ile 1.414 dolar alıyorsunuz. Dolar bazında 1 yıllık kazancınız 41,4
Buraya kadar yazdıklarımı defalarca birçok uzman zaten yazdı. Ama biz asıl konuya şimdi girelim.
Türkiye'de her nedense sürekli TL faizi konuşuluyor. Oysa TL faizi yurtiçi piyasada kalan bir faizdir. Yani TL faizi reel olarak yüksek olduğunda kaynaklar finans kesimine aktarılarak bir bakıma tasarruf birikimi sağlanmış oluyor. Bir de TL faizi yüksek olduğunda tasarruf sahipleri buradan yüksek nema geliri elde etmiş oluyor. Yani bir bakıma para yurtiçinde el değiştirmiş oluyor.
Oysa dolar faizi öyle değil.
Dolara yüksek faiz ödediğimizde kaynaklar yurtiçinden yurtdışına aktarılmış oluyor. Biz çalışıyoruz ama Hans, Corç bizim paramızı aşırı faizle yemiş oluyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı sitesinde "Türkiye Borç Ödeme Projeksiyonları" verisi var. Buna göre Türkiye 2025-2028 yılları içinde toplam 229,1 milyar dolar dış borç ödeyecek. Bu borcun 183 milyar doları ana para ve 46,1 milyar doları da faiz ödemesi olacak.
Anlayacağınız şu: Türkiye önümüzdeki 4 yılda dolar dış borçlarına yüzde 25,2 oranında dolar faizi ödemesi yapacaktır.