Şehit evleri ve Hazine garantili müteahhitler

İki ev... Biri ev bile değil, çadır.

İki şehit ve asılan bayrağımız.

100. Yıl Kupası'nı Suudi Arabistan'ın Riyad kentinde oynayacaktık. Yaşanan olayların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ne demişti: "Bunlar bizim en zor zamanımızda yanımızda durdular"

Acaba maddi olarak yanımızda duran bu Arap devletlerine Kanal İstanbul için ne söz verdik ki, İstanbul'a KANAL İSTANBUL adayı MURAT KURUM getirildi.

Yoksa İstanbul'a bu ARAP ülkelerinden 500 bin kişi mi taşıyacağız

Çünkü Ali Babacan dedi ki "Türkiye piyasadan borçlanma yerine ikili görüşmelerle devletten devlete borç alıyor. Bu çok tehlikeli bir şey... Borç alan emir alır"

Söz veya taahhüt.

Hastaneler tıklım tıklım. Kuyruklar çığ gibi. Doktor az... Ve de birçok ilaç yok. Çünkü Sağlık Bakanlığı Bütçesi'nin önemli kısmı Hazine garantisi verilen ŞEHİR HASTANELERİNİN müteahhitlerine gidiyor.

Tahkimlerinin adresi de LONDRA.

Yaparsa AK Parti yapar!

Şehit evlerinin hali ortada demiştik.

Ama bütçe Hazine garantili müteahhitlere akıyor.

Osmangazi Köprüsü 1,2 milyar dolar ama Hazine garantisi 15-20 milyar dolar. (ABD doları enflasyonu ile sürekli artıyor)

Yavuz Sultan Selim Köprüsü ihaleye göre 19 Eylül 2023'de devlete geçmeliydi. Ama hala Hazine garantili müteahhit sadece köprü kısmından yılda en az 825 milyon dolar almaya devam ediyor.

4-6 yıl daha uzatılmış. Ne karşılığı veveya hangi ihale sonrası

Çanakkale Köprüsü'ne verilen garanti ile geçen araç sayısı arasında uçurum var. Zafer Havalimanı nerede ise bomboş. Ve diğer havalimanları... Adeta sadece müteahhitler kazansın diye yapılmış ihaleler.

128 milyar dolar satılırken "yapmayın, etmeyin, ülkeyi esir ediyorsunuz" diye karşı çıkarken bizler, şimdi anladınız mı işin Milli Güvenlik boyutunda ülkenin getirildiği durumu.

Zamanında bol keseden verilen garantilerin durumunu da Şehit evlerinde görüyoruz.

Bir taraf milyarlarca dolarla oynuyor, diğer taraf sefalet içinde ülkeyi savunuyor.

Ama edebiyat bol.

Bir de derlerdi ki, 'AK Parti kültürde iktidar olamadı'.

Tam tersi... Bunca tezat durumu hangi edebiyat bu kadar güzel savunabilirdi Hangi edebiyat bu yaman çelişkiye bu kadar güzel kulplar uydurabilirdi

Mesela FETÖ...

Onları devletin üst makamlarına hangi iktidar bu kadar hızlı taşıdı Ve sonra uyuşma-beraberlik bitince en temiz yine kim çıktı

Mustafa Destici örneğinde olduğu gibi geçmişi FETÖ ile övgüler oldu olanlar... Bugün FETÖ ile eskiden beri mücadele edenlere nasıl suçlamalarda bulunabiliyor Ülkeyi kabak gibi ortadan ikiye bölmeyi Milliyetçilik ve vatanseverlik olarak satabiliyorlar. Bu edebiyata şapka çıkartılmaz mı